Yazar "Bal, Fatma Aytaç" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Analyzing Content and Quality of YouTube™ Videos on Removal of Amalgam Fillings(Marmara Üniversitesi, 2022) Buldur, Mehmet; Bal, Fatma AytaçObjective. The objective of this study was to analyze the information quality and content of operational videos available on YouTube™ regarding amalgam fillings removal. Methods. Videos were determined using the words “Removal of amalgam fillings” and “Replacement of amalgam fillings” in the YouTube™ search section. 85 videos were included for analysis. Demographics of videos, viewers’ interactions, and viewing rates were evaluated. The videos were analyzed in two parameters in terms of Audio-visual quality and the SMART (Safe Mercury Amalgam Removal Technique) protocol steps. Results. It was determined that dentists accounts ranked first (62%) in the distribution of video sources. While only 19% of the videos were of “Excellent” audio-visual quality, 49% were rated as “Moderate” and 33% were rated as “Poor”. In the SMART evaluation, while only 10% of the videos got the “Maximal Useful” score, the majority of the videos got the “Slightly Useful” score (58%). There was no statistical relationship between the “View Rate” and “Interaction Index” variables of the videos (p> 0.05). Conclusions. Operational videos about the removal of dental amalgam fillings should be uploaded to YouTube™ after approval by the experts of the subject. Students should be warned about videos which contain insufficient information. Videos should be prepared in line with current information in the literature.Öğe Farklı Bitirme ve Parlatma Sistemlerinin “Bulk Fill” Kompozit Rezinlerin Yüzey Pürüzlülüğüne Etkisi(Türkiye Klinikleri Diş Hekimliği Bilimleri Dergisi, 2021) Bal, Fatma Aytaç; Tunçer, Tuğba Nur; Türkyılmaz, GülensuAmaç: Bu in vitro çalışmanın amacı, farklı bitirme ve parlatma sistemlerinin farklı tipteki kompozit rezinlerin yüzey pürüzlülüğü üzerine etkisini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada, 3 farklı tipte “bulk fill” kompozit rezin kullanıldı; SonicFill, Fill-Up, Estelite Bulk FillFlow. Toplam 72 adet kompozit disk hazırlandı (n=24). Örnekler, her alt grupta 8 örnek olacak şekilde uygulanan parlatma yöntemine göre rastgele3 alt gruba ayrıldı. Kontrol grubundaki örneklere herhangi bir işlem uygulanmadı, diğer gruplardaki örneklere ise iki aşamalı Kenda ve üç aşamalı OptiDisc parlatma sistemleri uygulandı. Örneklerin yüzey pürüzlülükleri profilometre kullanılarak ölçüldü. İstatistiksel analiz tek yönlü ANOVA ve“post hoc” testleri kullanılarak yapıldı (p=0,05). Bulgular: Bütün gruplarda, en düşük pürüzlülük değerleri kontrol grubunda ölçüldü ve Estelite Bulk Fill Flow, SonicFill, Fill-Up grupları arasında anlamlı bir farklılık bulunmadı. OptiDisc uygulanan grupta, Sonic ill, Estelite Bulk Fill Flow ve FillUp grupları birbirlerinden anlamlı düzeyde farklı bulundu. Polisaj lastiği uygulanan grupta, Estelite Bulk Fill Flow ve SonicFill gruplarının pürüzlülük değerleri benzer, Fill-Up grubunun pürüzlülük değeri ise daha düşük bulundu. Bitim ve polisaj uygulanan gruplar arasında, en az pürüzlülük değeri OptiDisc polisaj sistemi uygulanan Estelite Bulk Fill Flow grubu gösterdi. Sonuç: Kompozit rezinlerin polisajında uygulanan tek aşamalı veya çok aşamalı sistemler, yüzey pürüzlülüğü açısından farklılık gösterebilir. Yapılan bu in vitro çalışmanın sınırlamaları dâhilinde kompozit rezin tipinden bağımsız olarak diskle yapılan parlatma işlemleri ile en düşük pürüzlülük değerleri elde edilmiştir.Öğe Farklı Polisaj Sistemlerinin Nanohibrit Kompozit Rezinlerin Yüzey Pürüzlülüğü Üzerine Etkileri(Türkiye Klinikleri Diş Hekimliği Bilimleri Dergisi, 2021) Bal, Fatma Aytaç; Doğan, Ecem; Cumhur, Alper; Özkoçak, Begüm Büşra CevvalAmaç: Bu çalışmanın amacı, farklı polisaj tekniklerinin nanohibrid kompozit rezinlerin yüzey pürüzlülüğü üzerine etkisini araştırmaktır. Gereç ve Yöntemler: Üç farklı nanohibrid kompozit rezinkullanılarak, 120 numune (4 mm derinliğinde, 8 mm çapında) hazırlanmıştır: Tokuyama Estelite® Sigma Quick (TESQ), Clearfil MajestyTMEsthetic (CME) ve HarmonizeTM. Polimerizasyonun ardından her grup için polisaj işlemi uygulanmayan 10 örnek, kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Her bir kompozit rezin grubu için örnekler Opti1StepTM Polisher, SwissFlex® Discs, IdentoflexTM Composite Polisher+Ultradent® Diamond Polish 0,5 µm mint elmas polisaj patı olarak rastgele 3 polisaj sistemi grubuna ayrılmıştır (n=10). Örneklerin yüzey pürüzlülükleri profilometre kullanılarak ölçülmüştür. İstatistiksel analiz, tek yönlü ANOVA ve Kruskal-Wallis testleri kullanılarak yapılmıştır. Bulgular: CME ve TESQ grupları için polisaj sistemleri arasında yüzey pürüzlülükleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamaktadır(p>0,05). HarmonizeTM grubu için en düşük yüzey pürüzlülük değeri,Opti1StepTM polisaj lastiği grubunda bulunmuştur (p?0,05); kontrol, IdentoflexTM Composite Polisher+Ultradent® Diamond Polish 0,5µmmint elmas polisaj patı ve SwissFlex® disk grupları arasında yüzey pürüzlülüğü açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktur. Çalışmada kullanılan kompozit rezinler, polisaj sistemlerine göre karşılaştırıldığında yüzey pürüzlülükleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmemiştir. Sonuç: Kompozit rezinlerin polisajında uygulanan tek aşamalı sistemler ve polisaj lastiği+pat kullanımı, yüzey pürüzlülüğü açısından çok aşamalı sistemlerle benzer sonuçlar verebilir ve klinik olarak hekimler tarafından tercih edilebilir.Öğe Farklı Remineralizasyon Ajanlarının Lazer ve Ozon Tedavisi ile Kombine Kullanımının Başlangıç Çürüklerine Etkisinin İn-Vitro Olarak İncelenmesi(Türkiye Klinikleri Diş Hekimliği Bilimleri Dergisi, 2021) Bal, Fatma Aytaç; Güler, Eda; Taştan, EmineAmaç: Bu in vitro çalışmanın amacı, başlangıç mine çürüğü olan dişler üzerinde florür, kazein fosfopeptid amorf kalsiyum fosfat (CPPACP), novamin ile lazer uygulaması ve ozon uygulamasının tek başına veya birlikte kullanımının, remineralizasyon etkinliğini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Bu amaçla sığır dişleri toplanarak, başlangıç çürüğü elde edilmiştir. Her grupta 15 diş olacak şekilde 11 grup (florür,CPP-ACP, novamin, lazer, lazer+florür, lazer+CPP-ACP, lazer+novamin,ozon, ozon+florür, ozon+CPP-ACP, ozon+novamin) oluşturulmuştur. Tedavi etkinliği mikrosertlik ölçümü, taramalı elektron mikroskobu (SEM)görüntüleri ve enerji dağılımlı X-ışını spektroskopisi (EDX) mineral analizi yapılarak değerlendirilmiştir. Elde edilen verilerin istatistiksel analizi, tek yönlü ve 3 yönlü varyans analizi kullanılarak yapılmıştır(p<0,05). Bulgular: Mikrosertlik verileri karşılaştırıldığında en yüksek değer lazer+florür grubunda izlenirken, en düşük ozon grubunda gözlenmiştir. EDX analiziyle kalsiyum (Ca) ve fosfat (P) oranları değerlendirildiğinde en yüksek Ca değeri lazer+novamin grubunda izlenirken, en yüksek P değeri novamin, lazer+CPP-ACP, lazer+novamin ve ozon+novamin gruplarında bulunmuştur. SEM değerlendirmesi sonucunda, tüm grupların mine yüzeyleri sağlam ve demineralize örneğe göre morfolojik değişimler göstermiştir. Sonuç: Çalışmamızın sonuçlarına göre Er:YAG lazer ve kombine remineralize edici ajan uygulaması, başlangıç çürüğünün remineralizasyonunda etkili bir metot olarak bulunmuştur. Ozon uygulamasının başlangıç çürüğünün remineralizasyonundaki etkinliği ileri çalışmalarla araştırılmalıdır.Öğe Investigation of the effect of gastroesophageal reflux disease on dental erosion and oral tissue alterations(Rabia YILMAZ, 2022) Bal, Fatma Aytaç; Ersöz, EnginAim: This study aimed to investigate the relationship between gastroesophageal reflux disease (GERD) and dental erosion and the alterations in oral tissues. Materials and Methods: In this study, the GERD group consisted of 50 individuals with gastroesophageal reflux symptoms, and the control group consisted of 50 healthy individuals. The prevalence of teeth wears and caries was evaluated using the Smith and Knight tooth wear index (TWI) and the decayed, missing, and filled teeth index (DMFT), respectively. Oral complaints were also evaluated. Stimulated saliva samples were collected, and the salivary buffering capacity, pH and flow rate values were measured. Results: In the GERD group, wear was observed in the palatal surface of the maxillary teeth, whereas no wear was observed in the control group (p<0.05). Although the incisal surfaces of the maxillary anterior teeth and the occlusal surfaces of the maxillary/mandibular posterior teeth were observed as eroded in both groups, the values in the patient group were significantly higher compared with those of controls (p<0.05). In the GERD group, complaints of inflammatory mouth sensitivity, tongue sensitivity, nonspecific itching and burning, halitosis, dry mouth, tooth sensitivity, erythema in the soft/hard palatinal mucosa/uvula were significantly more frequent than the control group (p<0.05, for each). The groups were similar with respect to DMFT (p=0.480). The salivary flow rate, pH and buffering capacity values were found to be significantly lower in the GERD group (p<0.05, for each). Conclusion: The results showed that patients with GERD had wear in palatal surfaces of maxillary teeth. Moreover, these patients also complained more commonly from oral tissue alterations and had lower salivary flow rate, pH, and buffering capacity. Hence dentists should consider GERD as a potential risk factor for oral health.