Yazar "Kaplan, Mahmut" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Beden Muayenesi ve Vücuttan Örnek Alınması(Beykent Üniversitesi, 2016) Kaplan, Mahmut; Aydin, OzgurCeza muhakemesinde delil elde etmek amacıyla başvurulan yöntemlerden olan beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması, CMK m. 75 ve devamı maddelerde ve Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik’te düzenlenmiş olup, hukuki niteliği ve koşulları tartışmalıdır. Nitekim beden muayenesi şüpheli, sanık veya diğer muhakeme süjelerinin bedenlerinin inceleme konusu yapılmasını gerektiren, dolayısıyla beden üzerinde delil elde edilmesini amaçlayan bir işlemdir. Vücuttan örnek alma ise, olaydan geriye kalan belirtilerle, şüpheli, sanık veya diğer muhakeme süjelerinin vücutlarından alınan örneklerin karşılaştırılması olanağını sağlayan bir delil değerlendirme aracıdır. Kanun koyucu, beden muayenesinin, iç ve dış beden muayenesi olarak şüpheli, sanık veya diğer muhakeme süjelerinin bedenleri üzerinde yapılabileceğini öngörmüştür. Kanunda şüpheli ve sanık açısından sadece iç beden muayenesine ve vücuttan örnek alınmasına yer verilirken, dış beden muayenesi Yönetmeliğin düzenleme alanına bırakılmıştır. Diğer muhakeme süjeleri içinse kanunda hem iç ve dış beden muayenesine, hem de vücuttan örnek alınmasına ilişkin hükümler öngörülmüştür. Özellikle kanunda yer almayan hususların yönetmelikle düzenlenmiş olması temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması bakımından sorun doğurmaktadır. Bu çalışmada söz konusu sorunlara çözüm önerileri getirme amaçlanmaktadır.Öğe Klasik Türk Şiirinde Yaşlılık Algısı(İstanbul İlim ve Kültür Vakfı, 2021) Kaplan, MahmutBu makalede klasik Türk şiirinde yaşlılık algısının tespiti amaçlanmıştır. Yaşlılık, ihtiyarlık insan ömrünün kaçınılmaz sonlarından biri olarak birçok insanın yaşayacağı bir ömür dönemidir. Ömrü olan her bireyin başına gelecek bir hal olan ihtiyarlığın şairlerin gündemine gireceği şüphe götürmez. Klasik şiirimizde yaşlılığın nasıl karşılandığı, algılandığı ve değerlendirildiği sorusuna cevap aramak için her yüz yıldan ulaşabildiğimiz divanları taradık. Şairlerin bu hayat dönemi hakkında kullandıkları kelime ve mazmunları belirlemeye çalıştık. Tespit ettiğimiz beyitleri belli başlıklar altında inceledik. Hemen her asırdan şairlerin zaman zaman birbirleriyle örtüşen duygu ve düşünceleri dile getirdiklerini gördük. Bu yazının giriş bölümünde konunun bir kısa değerlendirmesi yapıldıktan sonra divanlarda yaşlılık için kullanılan isim ve sıfatlar ve şairlerin ömür tarifleri üzerinde duruldu. Makale giriş dışında dokuz bölüm halinde düzenlendi. Her bölümde şairlerden yapılan beyit alıntıları şairlerin yaşadıkları kronoloji dikkate alınarak verildi. Yaşlılığın hallerinin anlatıldığı üçüncü bölüm yazının en geniş kısmını teşkil etmektedir. Bunun dışında yaşlılıkla ilgili fiziki ve psikolojik yaklaşımları tespit etmeye çalıştık. Şairlerin gençlere tavsiyeleri ve yaşlıların dualarını almaları gibi hususlar kısaca verildi. Yazı kısa bir sonuç bölümü ile bitirildi. Nitel araştırma özelliğini taşıyan bu çalışmamızda dokümanter analiz yöntemini takip edilmiştir.Öğe THE HEART IN THE DIWAN OF NIYAZÎ-İ MISRÎ(İstanbul İlim ve Kültür Vakfı, 2023) Kaplan, MahmutNiyazî-i Mısrî, a turbulent life spent in exile, is the most debated Sufi poet of Turkish Sufi literature, with numerous writings and discussions about his works, ideas, and poems. The focus of this article is Mısrî's struggle with the heart, its purification, and the path to becoming a perfect human being. Brief information about Mısrî's life and personality is provided in the text. Mısrî draws spiritual inspiration from figures such as Ali Ibn Abi Talib, Muhyiddin Ibn Arabi, and Mevlana Rumi. He has also written poems in response to the works of other poets such as Ahmet Yesevî, Yunus Emre, Nesîmî, Elvân-ı Şirâzî, Fuzûlî, Kutupzâde İbrahim, Aziz Mahmud Hüdâyî, Sinan ?Ümmî, Gaybî Sunullah, and Şemseddin Sivasî, and has been influenced by them. In this article, the views of poets such as Yunus Emre and Ummî Sinan, whom Mısrî was influenced by and followed, on the subject of the heart are analyzed in as much detail as possible. Mısrî himself explained in detail concepts such as wine, beloved, tavern, and wine jug, which are prone to misunderstandings related to Sufism and Sufis, in one of his booklets in his poems. In this regard, some excerpts from the relevant booklet have been quoted from time to time. Mısrî often addresses his own ego and heart in his poems, expressing his profound thoughts and emotions about the heart, which is the most important aspect that makes a person truly human, using striking verses and a clear, understandable, and eloquent language and style. In order to understand Mısrî's thoughts and feelings about the heart, information from dictionaries and sources has been searched and identified. It has been determined that there are significant similarities between the views of Yunus Emre and Ümmî Sinan regarding the heart and the thoughts of Mısrî. The nature, characteristics, and purification of the heart, which the poet emphasizes, bear significant similarities to Yunus and Ümmî Sinan. Mısrî's couplets about the heart exhibit a passionate style. It can be said that in his poems, he took utmost care to adhere to the standards of Sharia law. Mısrî, like Yunus Emre and Ümmî Sinan, strongly emphasized that the heart belongs to Allah and that any love and attachment outside of Him should not reside in the heart. He expressed that the heart needs to be purified from worldly desires in order to be able to accommodate its owner. Niyazî, by showing the ways to purify and cleanse the heart, expressed that it belongs solely to the Divine and is the throne of Allah. The heart is the place of Allah, who is beyond any physical location. The way to reach this throne is through Tawhid (the belief in the oneness of Allah), thus it is through continuous remembrance (zikr). Mısrî has stated that the heart will open to divine light through remembrance (zikr) and contemplation (tefekkür), and he emphasized the importance of remembrance and worship. He advised the preference for seclusion (halvet) and remembrance (zikr) in order for a person to find oneself and purify their heart. This situation can be seen as a reflection of the poet being a sheikh of the Halveti order.Öğe VATİKAN KÜTÜPHANESİ’NDE BULUNAN TÜRKÇE SÖZLÜKLER(İlyas KAYAOKAY, 2024) Kaplan, MahmutBu makale Yunus emre Enstitüsü’nün Vatikan Kütüphanesi’nde bulunup da Ettore Rossi katalaogunda yer alan Türkçe yazmalarını tespit projesi kapsamında yaptığımız çalışmanın neticesinde hazırlanmıştır. Bu projede Prof. Dr. Belkıs Gürsoy, Prof. Dr. Rinaldo Marmara, Prof. Dr. Mehmet Gümüşkılıç, Taceddin Kayaoğlu, Prof. Dr. Mahmut Kaplan ve Vatikan Kütüphanesi görevlisi Dr. Proverbio yer almıştır. Katalog taramalarından ve Proverbiyo’nun tespit ettiği toplan 102 eserin katalogda yer almadığı görülmüş ve bu eserler incelenmiş, sonuç bir raporla Yunus Emre Enstitüsü müdürlüğüne sunulmuştur. Tespit ettiğimiz sözlükler arasında çokça bilinen eserler bulunduğu gibi, yazarı bilinmeyen bazı sözlükler de yer almıştır. Lugat-ı Bahriye (Dictionnaire de Marine) adlı Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Türkçe hazırlanmış çok dilli bir Türkçe sözlük oldukça dikkat çekici bulunmuştur. Bu sözlük Rüstem Bey adlı bir bahriye subayı tarafından hazırlanmış ve Sultan Abdülmecid’e takdim edilmiştir. Yazımızda bu sözlükler kısaca tanıtılmıştır.