Yazar "Toker, Kerem" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ameliyathane Hemşirelerinin Değişime Açıklığa İlişkin Değerlendirmeleri(Logos Yayıncılık, 2018) Toker, Kerem; Çınar, FadimeAMAÇ: Bu çalışmada, ameliyathane hemşirelerinin değişime açıklık algılarının üç boyutta incelenerek, demografik özellikler ile farkının araştırılması amaçlandı. YÖNTEM: Betimsel tipte bir araştırma olan bu çalışma, İstanbul ilinde Avrupa yakasında faaliyette bulunan çalışmanın yapılmasına izin veren kamu hastanelerinde, araştırmaya katılmayı kabul eden 173 ameliyathane hemşiresiyle Nisan 2016-Mayıs 2016 tarihleri arasında yapıldı. Verilerin toplanmasında Smith ve Hoy tarafından geliştirilen, Demirtaş tarafından Türkçeye uyarlanan, 14 madde ve 3 alt boyuttan oluşan 5’li likert tipi “Değişime Açıklık Ölçeği ” ile bireysel özellikleri içeren “Tanıtıcı Bilgi Formu” kullanıldı. Verilerin fark analizinden önce Kolmogorov Smirnov testi ile normallik dağılımına bakıldı. Veri dağılımları normal dağılıma uymadığından, ikili gruplar arasındaki farklar için Mann Whitney U testi, ikiden çok grup arasındaki fark için Kruskal Wallis testleri kullanıldı Analiz için SPSS 21 for Windows bilgisayar programına kullanıldı. İstatistiksel testlerin anlamlılık düzeyi için p<0.05 değeri kabul edildi. BULGULAR: Ameliyathane hemşireleri için “Değişime Açıklık Ölçeği” toplam puan ortalaması 65,800±9,769 ve orta düzeyde olduğu bulundu. Cinsiyete göre yönetimin değişime açıklığı ve çevrenin değişime açıklığı alt boyutlarının ortalamalarının gruplar arasındaki farkı anlamlıydı (p<0,05). Araştırmaya katılan kadın hemşirelerin, yönetimin değişime açıklığı ve çevrenin değişime açıklığı alt boyutlarından aldığı puan ortalamaları daha yüksek bulundu. Yaşa göre yönetim ve çevrenin değişime açıklığı boyutları arasındaki farklar anlamlıydı (p<0,05). Yönetim ve çevrenin değişime açıklığı algısı 41-50 yaş arasındaki grupta ve hemşirelerin değişime açıklığı 31-40 yaş arası grupta daha yüksekti (p<0,05). Mesleki deneyime göre yönetimin değişime açıklığı alt boyutunun puanı 16 yıl ve üzeri deneyime sahip hemşirelerde daha yüksekti (p<0,05). Hemşirelerin değişime açıklığı alt boyutu evli katılımcılarda, çevrenin değişime açıklığı ise bekar katılımcılarda daha yüksek bulundu (p<0,05). SONUÇ: Toplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesinde hemşirelerin rolü yüksektir. Hemşirelik hizmetlerinin başarılı bir şekilde sunulması; sağlık sistemindeki uygulamalara geniş bir bakış açısı kazanmış, araştırmalar yapan, bilimsel gelişmeleri takip eden, nitelikli meslek üyeleri ile olanaklıdır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulardan yola çıkarak, ameliyathane hemşirelerinin değişime açıklık algısının arttırılması için hizmet içi eğitim verilmesi önerilebilir.Öğe Application of Combined SWOT and AHP: A Case Study for a Manufacturing Firm(Elsevier Science Bv, 2012) Gorener, Ali; Toker, Kerem; Ulucay, KorkmazStrengths, Weaknesses, Opportunities and Threats (SWOT) analysis is a commonly used tool which examines strengths and weaknesses (internal factors) of a company or industry together with opportunities and threats (external factors) of the marketplace environment. SWOT analysis provides the basic outline in which to perform analysis of decision situations. In this study, the lack of determination of the importance ranking for the SWOT factors, we proposed to enhance SWOT analysis with multicriteria decision making technique called Analytic Hierarchy Process (AHP). AHP approach achieves pairwise comparisons among factors or criteria in order to prioritize them using the eigenvalue calculation. The aim of applying the combined method is to improve the quantitative side of strategic planning. (C) 2012 Published by Elsevier Ltd. Selection and/or peer-review under responsibility of the 8th International Strategic Management ConferenceÖğe Endüstri 4.0 ve Sürdürülebilirliğe Etkileri(Istanbul Management Journal, 2018) Toker, Kerem2013 yılında Alman Ulusal Bilim ve Mühendislik Akademisi tarafından yayınlanan Endüstri 4.0 bildirgesi ekonomideki dijital dönüşüme vurgu yapmaktadır. Fabrikaların dijitalleşmesi ile birlikte daha hızlı, esnek ve düşük maliyetli üretim yapılması planlanmaktadır. Bu sayede üretim gücünü Uzak Doğu ekonomilerine kaptıran Batı ekonomileri, Batı menşeili fabrikaların kendi ülkelerine dönüşünü sağlamayı, böylece rekabet avantajı elde etmeyi hedeflemektedir. Yaşanan bu gelişmelerin sürdürülebilirliğe doğrudan etkilerinin olması beklenmektedir. Üretimin yenilenebilir enerji kaynakları ile gerçekleştirilmesi, daha az enerji ve hammadde kullanılması, mavi ve orta kademe beyaz yaka çalışanların yerini robotların alması, ekonomi içerisindeki birçok işin ortadan kalkıp yerine farklı beceriler isteyen yeni işlerin gelmesi gibi konular sürdürülebilirlik alanında tartışmaya açılmıştır. Bu çalışmada, Endüstri 4.0 hakkında kısa bir bilgi verildikten sonra, literatürde ve iş dünyasında Endüstri 4.0’ın sürdürülebilirliğe etkisi hakkında yapılan tartışmalar sistematik olarak ele alınıp değerlendirilmiştir. Bu bağlamda sürdürülebilirliğin çevre, toplum ve ekonomi boyutlarında yeni kavram ve konuların gündeme geldiği, bu kavram ve konuların araştırmacılar için yeni çalışma alanları yaratması beklenmektedir.Öğe THE MEDIATOR EFFECT OF R&D EMPLOYMENT ON R&D EXPENDITURES AND EXPORT REVENUES(FUTURE ACAD, 2017) Toker, Kerem; Taşçı, Mustafa Emre; Görener, AliToday’s global economic conditions are inevitably forcing companies to develop a competitive advantage against their rivals to provide a long-term sustainability. An advantage based on low labor cost and natural resources, is losing its critical importance each and every day. A new approach to provide a competitive advantage is dependent on the development of information and production of new technologies which could enable the opening of gates into the arena of international markets. The main purpose of this study is to find out the mediator effect of the R&D employee numbers on the relationship between R&D investment expenditures and export revenues. It has been targeted to submit a proposal for organizational R&D employment policies and processes. Data collection has been executed by the data collected throughout the 250 most enterprises investing the most in R&D for 2015 in Turkey and also from the research of the first 1.000 exporter in Turkey. As a result of the study, a full mediation effect of R&D personnel employment on the relation between the R&D expenditures of the enterprises and the export revenues, has been observed.Öğe Mintzberg's Adhocratic Organization Structure(Igi Global, 2014) Toker, Kerem; Cinar, DilaysuThe importance of innovation for enterprises increases each passing day. As a result of globalization, enterprises are under intense competitive pressure. They have to make innovation for increasing \ market share or for protecting it. Non-innovative firms lose their customers and their existence faces a threat from other innovative actors in the market. Therefore, firms have to design their organization structure that encourage innovation. Mintzberg's innovative organization structure is investigated in this chapter. Mintzberg's five-part organizational structure is described briefly in this chapter, and a case study, which is related to innovative (adhocratic) organization structure, is performed. Thus, its aim is to identify the diversity between theory and practice via of the theoretical knowledge. As a result of the study, a high degree of similarity between the application and Mintzberg's theory, which is related to innovative organization structure, is identified.Öğe Quality Improvement in Manufacturing Processes to Defective Products using Pareto Analysis and FMEA(Beykent Üniversitesi, 2013) Gorener, Ali; Toker, KeremQuality is a main driver in a customer’s choice of products and service. Improvement of quality is a extremely desired objective in the brutally competitive industrial world. There are many methods for quality improvement. Pareto analysis is one of the major technics of statistical process control. It is a broadly applicable method that used for identifying and prioritizing the factors like failure modes, success criteria, downtime reasons etc. in manufacturing or service processes. Failure Mode and Effect Analysis (FMEA) is an evaluation and improvement technique that is applied to identify and eliminate known or potential failures and problems from a system, design, process and service before they actually ocur and reach the customer. Priority ranking of FMEA is determined by Risk Priority Number (RPN) which is computed by multiplication of severity, occurrence and detectability of failures. In this study, it is aimed to determine and classify failure modes and to offer suggestions according to their importance degree by Pareto analysis and FMEA for grinding process. After investigating the reasons of the occurring waste product in grinding process analyzed by Pareto analysis. To apply FMEA, firstly, decision team was established to determine the causes of fault. And then FMEA is performed to prioritize the critical potential failure modes of the process. Finally, some recommended actions were discussed.Öğe Türkiye’de Borsa İstanbul Teknoloji Endeksi (Xutek) İle İhracatın İthalatı Karşılama Oranı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi(Bilgi Ekonomisi ve Yönetimi Dergisi, 2018) Toker, Kerem; Cinar, FadimeGünümüzde ülkelerin yüksek teknolojiyi üretmek yerine dışarıdan satın almayı tercih etmesi, ülke ekonomisinde işsizlik, dış ticaret açığı gibi sorunlar yaratmaktadır. Teknoloji şirketlerinin elde ettikleri gelir, ithal edilen ürünlerin yurtiçi pazarlarda satılmasıyla veya yardımcı malzemelerin montajlanarak ihracatıyla sınırlı kalmamalıdır. Inovatif düşüncenin gelişmesinden, fikirlerin planlı bir AR-GE süreci ile somut ürünlere dönüştürülmesi ve aynı zamanda markalaşarak küresel pazarlarında talep görmesine kadar ülke ekonomisinde teknoloji yönetim sürecinin oluşturulması son derece önemlidir. Bu bağlamda araştırmada Borsa İstanbul’da (BİST) işlem gören teknoloji işletmelerinden oluşan BİST Teknoloji Endeksi (XUTEK) ile ülkenin ihracatı ithalatı karşılama oranı arasındaki ilişki son iki yılın verileri baz alınarak incelenmiştir. Elde edilen bulgular BİST Teknoloji Endeksi ile ihracatın ithalatı karşılama oranı arasında negatif yönde anlamlı bir ilişkinin olduğunu göstermiştir. Aynı zamanda XUTEK ile mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ithalat rakamları arasında pozitif yönde ve anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmüştür. Bu doğrultuda Türkiye’de ithalatın arttığı dönemlerde BİST Teknoloji endeksinin arttığı aynı zamanda ihracatın ithalatı karşılama oranın düştüğü ifade edilebilir. Elde edilen bulgular çerçevesinde ülke ekonomisinde teknolojinin henüz dış ticaret açığını azaltıcı bir rol üstlenemediği sonucuna varılmıştır. Teknolojide dışa bağımlılığın azaltılması ve yerli teknolojilere daha fazla önem verilmesi araştırma sonucunda oluşturulması önerilen politikalar arasındadır.