Yazar "Kocazeybek, Bekir S." seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe In silico Analysis of Virulence, Resistance Genes and Phylogeny of Helicobacter pylori Strains from Different Continents(2021) Demirci, Mehmet; Ünlü, Özge; Kocazeybek, Bekir S.Objective: Helicobacter pylori (H. pylori) is a bacterium that infectsthe gastric mucosa of 50% of the world population. It is known thatdifferent regional treatment practices used against the infectionsof H. pylori affect both the expression of virulence and antimicrobi- al resistance genes, giving the bacteria geographic differentiation.The aim of this study was to perform in silico analysis of virulence,resistance genes and phylogeny of H. pylori strains obtained frompeople living in different continents.Material and Method: Complete gene sequences of 18 H. pyloristrains from six continents were downloaded from the NationalCenter for Biotechnology Information (NCBI) database. The phy- logeny of the strains, resistance and virulence genes were analyzedby CSI phylogeny, CARD and VFanalyzer, respectively.Results: African strains were the most distant identity to Europe- an strains.A2147G single nucleotide polymorphismassociatedwith clarithromycin resistance was detected in South Americanand Asian origin. It was determined that strains were differentiatedby a total of 95 related virulence genes under eight headings. ThecagA, cagE, cagL and vacA genes were found in all strains in Asia.Conclusion: In conclusion, our study demonstrated that H. pyloristrains, whose data were collected in different continents, differfrom each other in terms of similarities and there is a serious differ- ence especially in terms of virulence genes.Öğe Tip 1 Diyabet Hastalarının Bağırsak Mikrobiyotasında Lactobacillus Casei ve Lactobacillus Acidophilus Miktarının Araştırılması(2019) Demirci, Mehmet; Kocazeybek, Bekir S.; Taner, Zeynep; Keskin, Fatma Ela Temeloğlu; Özyazar, Mücahit; Tokman, Hrisi BaharAmaç: Probiyotik özellikleri ile konakta koruyucu rolleri olduğu düşünülen Lactobacillus acidophilus ve Lactobacillus casei’nin erişkin tip 1 diyabet (T1DM) hastaları ve sağlıklı kontrol gruplarındaki bireylerin bağırsak mikrobiyotasındaki miktarlarının real-time PCR yöntemi kullanarak saptanması ve erişkin T1DM hastaları ve sağlıklı kontrol grupları arasında miktarlar açısından bir fark bulunup bulunmadığının belirlenerek, Tip 1 diyabet hastalarında bu probiyotik bakterilerin önemi hakkında bazı verilerin belirlenmesidir.Yöntemler: Çalışma, Ocak 2014-Ekim 2014 tarihleri arasında, T1DM tanısı almış olan 53 erişkin hastadan ve sağlıklı kontrol grubunu oluşturan 53 sağlıklı bireyden alınan 106 dışkı örneği ile gerçekleştirildi. Dışkı örneklerinden DNA izolasyonları gerçekleştirildi. Elde edilen DNA’lar L. acidophilus ve L. casei’ye spesifik primerler yardımıyla real-time PCR sisteminde çalışıldı. Sonuçların istatistiksel analizi Mann-Whitney U testi ile yapıldı.Bulgular: Çalışmamıza katılan tip 1 diyabet tanılı hastaların ve sağlıklı bireylerin ortalama yaşları 32,87±12,68’dir. T1DM hastalarında saptanan vücut kitle indeksi (VKI), HbA1c ve açlık kan şekeri düzeylerinin, sağlıklı kontrol grubuna göre istatistiksel olarak ileri derecede anlamlı fark gösterdiği belirlenmiştir (p<0,001). Buna karşın, bağırsak mikrobiyotasında saptanan L. acidophilus ve L. casei miktarı sağlıklı kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede fark göstermemiştir (p>0,05).Sonuç: Bu çalışma ülkemizde, T1DM tanılı hastalar ve sağlıklı bireylerin bağırsak mikrobiyotasında L. acidophilus ve L. casei miktarlarının incelendiği ilk çalışmadır. Probiyotik etkinlikleri bilinen bu iki bakterinin ülkemiz erişkin T1DM’lu hastalarının bağırsak mikrobiyotasındaki miktarlarında, sağlıklı kontrollere göre fark bulunmamıştır. Görüşümüz, T1DM ile bağırsak mikrobiyotasının birbirini karşılıklı tetikleyen döngüsü içinde, bu bakterilerin eksikliği ya da fazlalığının büyük önem taşımayabileceği yönünde olmuştur. Bu durumun, daha kapsamlı çalışmalarla aydınlatılmasında yarar olduğu kanaatindeyiz.Öğe Tip 1 Diyabet Hastalarının Bağırsak Mikrobiyotasında Lactobacillus Casei ve Lactobacillus Acidophilus Miktarının Araştırılması = Investigation of Lactobacillus Casei and Lactobacillus Acidophilus Amount at Gut Microbiota from Adult Type 1 Diabetes Mellitus Patients(Galenos Yayınevi, 2019) Demirci, Mehmet; Keskin, Fatma Ela Temeloğlu; Taner, Zeynep; Özyazar, Mücahit; Kocazeybek, Bekir S.; Tokman, Hrisi BaharAmaç: Probiyotik özellikleri ile konakta koruyucu rolleri olduğu düşünülen Lactobacillus acidophilus ve Lactobacillus casei’nin erişkin tip 1 diyabet (T1DM) hastaları ve sağlıklı kontrol gruplarındaki bireylerin bağırsak mikrobiyotasındaki miktarlarının real-time PCR yöntemi kullanarak saptanması ve erişkin T1DM hastaları ve sağlıklı kontrol grupları arasında miktarlar açısından bir fark bulunup bulunmadığının belirlenerek, Tip 1 diyabet hastalarında bu probiyotik bakterilerin önemi hakkında bazı verilerin belirlenmesidir. Yöntemler: Çalışma, Ocak 2014-Ekim 2014 tarihleri arasında, T1DM tanısı almış olan 53 erişkin hastadan ve sağlıklı kontrol grubunu oluşturan 53 sağlıklı bireyden alınan 106 dışkı örneği ile gerçekleştirildi. Dışkı örneklerinden DNA izolasyonları gerçekleştirildi. Elde edilen DNA’lar L. acidophilus ve L. casei’ye spesifik primerler yardımıyla real-time PCR sisteminde çalışıldı. Sonuçların istatistiksel analizi Mann-Whitney U testi ile yapıldı. Bulgular: Çalışmamıza katılan tip 1 diyabet tanılı hastaların ve sağlıklı bireylerin ortalama yaşları 32,87±12,68’dir. T1DM hastalarında saptanan vücut kitle indeksi (VKI), HbA1c ve açlık kan şekeri düzeylerinin, sağlıklı kontrol grubuna göre istatistiksel olarak ileri derecede anlamlı fark gösterdiği belirlenmiştir (p<0,001). Buna karşın, bağırsak mikrobiyotasında saptanan L. acidophilus ve L. casei miktarı sağlıklı kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede fark göstermemiştir (p>0,05). Sonuç: Bu çalışma ülkemizde, T1DM tanılı hastalar ve sağlıklı bireylerin bağırsak mikrobiyotasında L. acidophilus ve L. casei miktarlarının incelendiği ilk çalışmadır. Probiyotik etkinlikleri bilinen bu iki bakterinin ülkemiz erişkin T1DM’lu hastalarının bağırsak mikrobiyotasındaki miktarlarında, sağlıklı kontrollere göre fark bulunmamıştır. Görüşümüz, T1DM ile bağırsak mikrobiyotasının birbirini karşılıklı tetikleyen döngüsü içinde, bu bakterilerin eksikliği ya da fazlalığının büyük önem taşımayabileceği yönünde olmuştur. Bu durumun, daha kapsamlı çalışmalarla aydınlatılmasında yarar olduğu kanaatindeyiz