Yazar "Akil, Cenk" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 22.07.2020 KABUL TARİHLİ VE 7251 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN İLE İSTİNAFA İLİŞKİN OLARAK YAPILAN DEĞİŞİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ(2021) Akil, Cenk22.07.2020 gün ve 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile birlikte Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda bir takım değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu değişikliklerden bir kısmı istinaf kanun yoluyla alakalıdır. Bunlardan en önemlisi ise bölge adliye mahkemelerinin dava dosyasını hangi hallerde ilk derece mahkemelerine gönderebileceğine ilişkindir. Yapılan değişiklik ile ilga edilen hükümde yer alan “delillerin hiçbiri toplanmadan” veya “delillerin hiçbiri değerlendirilmeden” ibarelerinin yerine “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” ibareleri getirilmiştir. Bu değişiklik doktrinde ciddi tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Bazı yazarlar değişikliği olumlu bulurken bazıları ise bundan böyle uygulamada teknik anlamda istinaf denetiminden bahsedilemeyeceğini ve bölge adliye mahkemelerinin zamanla bölgesel temyiz mahkemeleri hâline geleceğini belirtmişlerdir. Çalışmamızda istinaf kanun yoluna ilişkin değişiklikler madde sırasına göre ele alınacaktır. Bu yapılırken önce değişiklikler hakkında doktrinde ileri sürülen görüşlere sonra da şahsi görüşümüze yer verilecektir.Öğe CEVAP DİLEKÇESİ VERMEYEN DAVALININ DELİL İLERİ SÜRÜP SÜREMEYECEĞİ MESELESİ(2021) Akil, CenkMedeni yargıda davalı cevap dilekçesi vermek mecburiyetinde değildir. Cevap dilekçesi vermeyen davalı Hukuk Muhakeme- leri Kanunu’nun 128. maddesi uyarınca davacının iddialarını inkâr etmiş sayılmaktadır. Cevap dilekçesi vermeyen davalıya delillerini ileri sürebilmesi için mahkeme tarafından süre verilip verilemeyeceği ve böyle bir davalının ne zamana kadar delil ileri sürebileceği tartışmalıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Ka- nunu’yla, delillerin ileri sürülmesi bakımından, 1086 sayılı mül- ga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na kıyasla daha katı bir anlayış benimsenmiştir. Bu çalışmada cevap dilekçesi vermeyen davalının delil ileri sürme hakkının kapsamı hem ilk derece yar- gılaması hem de kanun yolu aşaması bakımından konuya ilişkin Yargıtay kararları ve doktrinde savunulan görüşler ışığında ele alınacaktır.Öğe İŞE İADE DAVASININ HUKUKİ NİTELİĞİ VE İCRASI KONUSUNDA DEĞERLENDİRMELER(2021) Akil, Cenkİşe iade davasında işveren tarafından geçerli bir sebep gösterilmediğinin yahut gösterilen sebebin geçerli olmadığının belirlenerek feshin geçersizliğine karar verilmesi durumunda işveren seçim hakkı na sahiptir. Buna göre, işveren ya işçiyi işe başlaması için davet edecek ya da ona Kanun’da hükme bağlanan haklarını ödeyecektir. Bahsi geçen davanın hukukî niteliği tartışmalıdır. Kanunun lafzını esas alan bir görüşe göre işe iade davası tespit davasının görünüm biçimlerinden biridir. Buna karşılık, bu konuda eda davası ve inşai dava görüşleri de ileri sürülmektedir. İşe iade davasının hukukî niteliği hakkındaki gö- rüş ayrılığı etkisini dava hakkında verilen kararın icrasında da göstermektedir. Aynı şey, işe iade davası açılmadan evvel başvurusu zorunLu hâle getirilmiş bulunan arabuluculuk sonucunda tarafların anlaşmaları bakımından da geçerlidir. Çalışmada önce işe iade davasının hukukî niteliği hakkında ileri sürülen görüşlere yer verilecek daha sonra davanın kabulü durumunda verilen karar ile arabulucu nezdinde imzalanan anlaşma belgesinin icra kabiliyeti üzerinde durulacaktır.Öğe MEDENİ YARGIDA İDDİANIN DARALTILMASI VE BU NEDENLE ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR(2021) Akil, CenkHukukumuzda yargılamanın sürüncemede kalmasının önlenmesi amacıyla iddianın ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı kabul edilmiştir. İddianın daraltılması ise anılan yasağın kapsamına girmemektedir. Davacı iddiasını çoğunlukla bir kısmından feragat etmek yahut bir kısmını geri almak suretiyle daraltmaktadır. Davacının iddiasından kısmen feragat etmesi durumunda feragat ettiği kısmı daha sonra dava etmesi caiz değildir. Davacının iddiasının bir kısmını geri alması ise davalının rıza göstermesine bağlıdır. İddianın miktar (niceliksel) olarak daraltılması mümkün olduğu gibi içerik (niteliksel) olarak daraltılması da mümkündür. İddianın teknik anlamda ne zaman değiştirilip ne zaman daraltıldığı çözümü güç bir sorun teşkil etmektedir.