Yazar "Ağaoğlu, Cahit" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Avrupa Birliği’nin Yeni Göç ve İltica Paktı ve Pakt’ın Göçmen Çocuk Konusundaki Düzenlemelerine İlişkin Değerlendirmeler(2021) Ağaoğlu, CahitAvrupa Birliği Yeni Göç ve İltica Paktı (Pakt), Avrupa Komisyonu tarafından 23 Eylül 2020 tarihinde açıklanmıştır. Bu Pakt ile amaçlanan artık işlevsiz hale gelen Avrupa Birliği (AB) göç politikalarını ortak bir şekilde yeniden inşa etmek ve göçmenlerin koruma taleplerine uygun olarak yerlerinin değiştirilmesi ve kendi ülkelerine geri gönderilmeleri için üye devletlere destek sağlamaktır. Böylece ülkeler arası dayanışmanın daha güçlü hale getirilmesi hedeflenmektedir. Pakt kapsamında on iki belge bulunmaktadır. Bu belgeler incelendiğinde uluslararası koruma talebini inceleyecek devletin ilk varış ülkesi olmasını öngören Dublin sisteminin yenilenmesini içeren değişikliklerin, özellikle çocukların üstün yararının korunması, aile birliğinin sağlanması gibi özel hukukla ilişkili konularda ortaya çıktığı görülmektedir. Bu nedenle çalışmamızda Pakt’ın çocuklar ve özellikle refakatsiz çocuklarla ilgili olarak öngördüğü yenilikler incelenecek olup, daha sonra bunun tamamlayıcı bir unsuru olarak aile birliğinin sağlanması argümanlarıyla uluslararası koruma taleplerini incelemekle yükümlü devletin, Dublin sisteminden farklı şekilde belirlenmesine yol açabilecek değişiklikler ele alınacaktır. Ancak yapılan bu değişikliklerin AB göç politikasında ana temanın dışlama, geri gönderme ve caydırma olduğu gerçeğini değiştirmediği ve Pakt’ın göç sorununa uzun vadeli bir çözüm getiremediği yönünde eleştirilere de yer verilmiştir.Öğe Covid-19 Salgınının Türk Milletlerarası Aile ve Sözleşme Hukukuna Etkisi(2021) Ağaoğlu, CahitCovid-19 salgını hukukun tüm yönlerini etkilediği gibi uluslararası nitelikteki özel hukuk ilişkilerini de etkilemiştir. Bu tür ilişkiler genellikle sözleşmelere dayanmakla birlikte milletlerarası aile hukukunda da birçok uyuşmazlığa neden olmuştur. Dolayısıyla çalışmamızda öncelikle Covid-19 salgınının milletlerarası aile hukukunda çıkardığı sorunlar ve çözüm önerileri üzerinde durulacak, daha sonra salgın sonucu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklar ve bu uyuşmazlıkların çözümünde uygulanacak hukuk konusu incelenmeye çalışılacaktır. Uygulanacak hukuk öncelikle taraflar arasındaki sözleşmede yer alan düzenlemelere, sözleşmede herhangi bir hüküm olmaması durumunda ise Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara göre burada da bir hüküm bulunmaması durumunda ise Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) çerçevesinde kanunlar ihtilafı kurallarına göre belirlenecektir. Sözleşmenin tabi olduğu hukuk, sözleşmenin tamamına baştan sona uygulanacak ancak MÖHUK m. 6 kapsamındaki doğrudan uygulanan kurallar, sözleşmeye uygulanacak hukukun istisnası olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla çalışmamızda Covid-19 salgını çerçevesinde alınan önlemlerin doğrudan uygulanan kural niteliği de tartışılacaktır. Doğrudan uygulanan kurallar sadece Türkiye açısından geçerli olmayıp, diğer ülkelerin de doğrudan uygulanan kuralları MÖHUK m. 31 çerçevesinde incelenecektir. Covid-19 salgını sonucu kanunlar ihtilafı bakımından uygulanacak hukukun kapsamını daraltan bir başka unsur da sözleşmenin ifa edileceği ülkede alınan tedbirler olduğu için, bu sınırlamalar da MÖHUK m. 33 çerçevesinde ele alınacaktır.Öğe Evlilik ile TC Vatandaşlığının Kazanılmasında Çocuklara İlişkin Sorunlar(2022) Ağaoğlu, CahitEvlilik ile TC vatandaşlığının elde edilmesinde vatandaşlığın çocuklar üzerindeki etkisi bazı noktalarda sorunlar çıkarabilmektedir. Sadece anne veya sadece babanın TC vatandaşlığını elde etmesi durumunda anne veya babanın velayeti kendisinde bulunan çocukları diğer eşin onayı ile TC vatandaşlığını kazana- caktır. Birlikte velayet olması durumunda ise bunlardan birinin Türk vatandaşlığını kazanmış olması çocu- ğun vatandaşlığına etkili olmayacaktır. Diğer eş onay vermez ve bir uyuşmazlık söz konusu olursa yetkili mahkemenin kararı eşin onayı yerine geçecektir. Dolayısıyla çocuğun TC vatandaşlığını kazanabilmesi mahkeme kararına göre belirlenecektir. Çalışmamızda bu durumun ortaya çıkarabileceği bazı sorunları üzerinde durulmuştur. Diğer taraftan Türk hukukunda kabul edilmeyen evlilik benzeri modeller sonucu doğan çocukların TC vatandaşlığına geçişi ile ilgili olarak görüşlerimiz de gerek karşılaştırmalı hukuk gerek AİHM kararları gerek uluslararası düzenlemeler çerçevesinde belirtilmeye çalışılmıştır. Özellikle çocuğun yüksek menfaatinin ve vatansız kalma riskinin söz konusu olduğu durumlarda, evlilik benzeri modeller sonucu dünyaya gelen çocuklara da TC vatandaşlığının verilmesi gerektiği belirtilmiştir.Öğe Karşılaştırmalı Hukukta Sınıraşan Taşıyıcı Annelik ile Taşıyıcı Anneden Doğan Çocukların Yasal Anne-Babalığının Kazanılma Sorunu(2020) Ağaoğlu, CahitMilletlerarası Özel Hukuk’ta taşıyıcı annelik konusu önemli bir yer edinmeye başlamıştır. Bunun sebepleri olarak taşıyıcıannelik konusunun hem sosyal hem de hukuki açıdan karmaşık bir konu olması ve aynı zamanda iç hukuk düzenlemelerininbu konuda farklılık göstermesi sayılabilir. Ülkelerin bir kısmı taşıyıcı anneliği tamamen yasaklarken bir kısım ülkeler isetaşıyıcı anneliğe belli şartlarla izin vermekte, bazıları ise bu konuda hiçbir düzenleme getirmemektedir. Çalışmamızdaöncelikle bu ülkeler tespit edilerek teoride getirilen düzenlemelere ışık tutulacaktır. Bu teorik çalışmalarda görülecektir ki,taşıyıcı anneliğin yasak olması bu faaliyeti durdurmamakta, tam tersine taşıyıcı anneliğin yasak olduğu ülkelerde yaşayanlartaşıyıcı anneliğin serbest olduğu ülkelere giderek orada çocuk sahibi olmaya çalışmaktadır. Bu durum da taşıyıcı anneliğeyabancılık unsuru katarak milletlerarası özel hukuk konusu haline getirdiği gibi beraberinde birçok kanunlar ihtilafı sorununada yol açmaktadır. Uygulamada bu sorunların neler olduğu mahkeme içtihatları ve taşıyıcı annelik sürecinde yer alanaktörler ile yapılan anketler ile tespit edilmeye çalışılacaktır. Yapılan anketler ve elde edilen içtihatlar, sınıraşan bir taşıyıcıannelik uygulamasında en önemli sorunun çocuğun yasal anne ve babası kimler olması gerektiği ve buna bağlı olarakçocuğun vatandaşlığı konusunu öne çıkarmıştır. Bu sorunun gerek Kara Avrupası gerekse de Anglo-Sakson Hukuk sisteminibenimseyen ülkelerdeki mahkeme kararlarıyla nasıl çözüme kavuşturulduğu konusu üzerinde de durulacaktır.Öğe Sınıraşan Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Uyuşmazlıklara Uygulanacak Hukuk(2023) Ağaoğlu, CahitYabancılık unsuru içeren kişisel verilerin korunmasına ilişkin gerek Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) gerek Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun hükümlerinde açık bir düzenleme yer almamaktadır. Sadece kişisel verilerin yurt dışına aktarılmasında ilgili kişinin rızasını arayan KVKK m 9 hükmü bulunmaktadır. Rızaya aykırı bir şekilde kişisel verilerin aktarılması durumunda uyuşmazlığın hangi hukuka göre çözüleceği, kişisel verilerin korunmasına ilişkin kuralların doğrudan uygulanan kural niteliğinde olup olmamasına bağlı olarak tarafların burada hukuk seçme imkânının olup olmadığı konularında herhangi açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak Avrupa Birliği (AB) nezdinde mehaz 95/46 sayılı Direktif ile onu yürürlükten kaldıran Genel Verilerin Korunması Tüzüğü bu konuda düzenlemeler içermektedir. AB nezdindeki düzenlemeler daha çok bu düzenlemelerin AB dışında uygulanıp uygulanamayacağı konusunda yoğunlaşmıştır. Çalışmamızda milletlerarası özel hukuk sistematiğine uygun olarak öncelikle, kişisel verinin ne zaman yabancılık unsuru içerdiği, buna bağlı olarak vasıflandırmanın nasıl yapılacağı üzerinde durulacaktır. Doktrinde kişisel verilerin korunması hakkının hukuki niteliği hakkında farklı teoriler ortaya atılması sonucu bağlama noktaları da farklılıklar göstermektedir. Buna bağlı olarak sınır aşan kişisel verilerin korunmasına ilişkin düzenlemelerden kaynaklanan kanunlar ihtilafı ve uygulanacak hukuk konusu tartışılmaya çalışılacaktır. Bunu yaparken mehaz AB düzenlemeleri başta olmak üzere karşılaştırmalı hukuk ve Türk Hukuku’ndaki düzenlemeler incelenecektir. Uygulamada çıkan sorunlara ilişkin olarak AB Adalet Divanı kararlarından yararlanılarak bir çözüm bulunmaya çalışılacaktır. Karşılaştırmalı hukukta her ne kadar kendi milli yasalarının ülke dışı uygulanması olarak bir çözüm bulunsa da bu çözümün her zaman geçerli olamayacağı bu nedenle yabancı ülke kişisel verileri koruma düzenlemelerinin Türkiye’de doğrudan uygulanmasını engellemek için kişisel verilerin korunmasına ilişkin hükümlerin doğrudan uygulanan kural olarak kabul edilmesi gerektiği üzerinde durulacaktır.