Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Green Management and Innovation Performance: A Literature Review(Beykent Üniversitesi, 2023) Balcıoğlu, Yavuz Selim; Akçin, KültiginThis article focuses on the connection between management practices conscious of the environment and the success of firms in the field of innovation. By presenting a comprehensive review of previous research, it aims to summarize studies already conducted in this area, identify gaps in the current literature, and propose directions for future research. A systematic review method has been adopted, selecting publications from well-known databases that have undergone a peer-review process based on specific criteria. The findings indicate a positive relationship between the implementation of environmentally friendly management methods and innovative performance levels. However, the manifestation of these processes varies depending on factors such as the organization's culture, the regulatory environment, and market dynamics. It has been determined that there is a need for more empirical research, especially in developing countries, to verify and expand these results. The conclusions drawn are of significance both for the academic world and the business sector. Lastly, the inclusion of sustainability in management practices is shown to serve as a strategic lever to enhance overall organizational performance and creativity.Öğe Sosyal Medya Pazarlamasının Müşteri Değerine Etkisinde Müşteri Deneyiminin Aracılık Rolü Ve Ürün İlgilenim Düzeyinin Farklılığı Üzerine Bir Araştırma(Beykent Üniversitesi, 2023) Erzurumlu, SibelSosyal medya, markalar ile tüketiciler arasında günümüzde çok etkili bir iletişim alanı olup pazarlama faaliyetleri, önemli düzeyde bu alana yönlenmiştir. Markalar, sosyal medya pazarlama faaliyetleri ile bu platformda yarattıkları etkileşim ile müşteri değeri yaratmak üzere strateji geliştirmektedirler. Bu süreçte, müşteri deneyiminin de müşteri değeri yaratmada önemli bir pazarlama kavramı ve uygulaması olduğu literatürde yer alan araştırmalarda görülmektedir. Tüketicilerin ürün ile ilgili bilgilenme ihtiyacını ifade eden ürün ilgilenim düzeyi, bu çalışma kapsamındaki araştırmada değerlendirmeye alınmıştır. Ürün ilgilenim düzeyi düşük ürün olarak kalem pil, yüksek ürün olarak ise akıllı cihaz seçilmiş; cevaplayıcılardan alınan verilerin analizi bu sınıflandırmayı desteklemiştir. Bu çalışmanın amacı, farklı ürün ilgilenim düzeyine sahip ürünlerde sosyal medya pazarlamasının müşteri değerine etkisini ve bu etkide müşteri deneyiminin aracılık rolünü ortaya koymaktır. Araştırma bulguları, ürün ilgilenim düzeyi düşük ve yüksek her iki ürün için de sosyal medya pazarlamasının müşteri değerine anlamlı düzeyde olumlu yönde etkisi olduğunu ve müşteri deneyiminin aracılık rolünün de bulunduğunu göstermektedir.Öğe Balkan Ülkelerinin Covid-19 Sürecindeki Para Politikası Yaklaşımları Üzerine Bir Değerlendirme(Beykent Üniversitesi, 2023) Çelik, Ahmet Alkan; Yılmaz, Naci; Rençber, YağmurBu çalışmanın temel amacı Balkan ülkelerinin makroekonomik ve finansal yapısını dönemsel bir kriz olan COVID-19 sürecini (2020-2022) içerecek şekilde öncelikle teorik boyutta söz konusu ekonomilerin izledikleri para politikalarını mercek altına almaktır. Bu amaçla, ilgili ülkelerin merkez bankalarının para politikalarına ilişkin pandemi dönemindeki aylık verileriyle makroekonomik ve finansal performansları değerlendirilmektedir. Teorik boyutun ardından nicel araştırma metodu kullanılıp 2020Q1-2022Q1 dönemleri arası çeyreklik verilerle seçilmiş on Balkan ülkesi üzerinde Arellano ve Bond/Blundell ve Bover iki aşamalı sistem genelleştirilmiş momentler tahmincisi ile panel veri analizi uygulanmıştır. Çalışmada on iki Balkan ülkesi teorik analizi neticesinde açık piyasa işlemleri, reeskont oranı, zorunlu karşılık oranı, disponibilite oranı, politika faiz oranı gibi para politikası araçları incelenerek, COVID-19’un yalnızca bir sağlık krizi olarak kalmadığı, iktisadi ve toplumsal alanlar başta olmak üzere tüm sosyoekonomik ilişkileri doğrudan etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Panel veri analizi kapsamında ise Karadağ ve Kosova ülkeleri haricindeki on Balkan ülkesi için 2020Q1-2022Q1 çeyreklik dönemleri için Yeni Keynesyen Phillips Eğrisi teorisi çerçevesinde enflasyon, işsizlik ve referans politika faiz oranı üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Arellano Bond Testi çerçevesinde enflasyonun bir dönem gecikmeli değeri ile kurulan modelde pandemi döneminin bir etkisi olarak düşük faiz oranları izlendiğinden faiz oranlarındaki bir birimlik artışın enflasyon oranlarını 0,75 oranında arttırdığı gözlemlenmiş, işsizlik oranındaki bir birimlik artışın ise enflasyon oranını 0,20 oranında azalttığı sonucuna ulaşılarak Philips teorisiyle de örtüşen bulgulara erişilmiştir.Öğe Tanrısal Otorite İlişkileri ve Ölüm Kaygısı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi(Beykent Üniversitesi, 2023) Naz, Nurhan; Yılmaz, OnurBu araştırmanın amacı, tanrısal otorite ilişkileri ve ölüm kaygısı arasındaki ilişkinin incelenmesi üzerinedir. Araştırmanın örneklemi İstanbul ilindeki 430 kişiden oluşmaktadır. Araştırmada, tanrısal otorite ilişkilerini ölçmek için Tanrı Algısı ölçeği ve ölüm kaygısını ölçmek için ise Thorson-Powell Ölüm Kaygısı Ölçeği kullanılmıştır. Sosyodemografik özelliklerinin belirlenmesi için araştırmacı tarafından hazırlanan Demografik Veri Formu kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen verilerin analizlerinde SPSS 25 programı kullanılmıştır. Parametrik test grubunda olan ve değişkenler arası ilişkiyi test eden Pearson korelasyon analizi, gruplar arası anlamlı farkı saptamak için Bağımsız Gruplar t-testi ve ANOVA kullanılmıştır. Yordayıcılık analizi için Çoklu Doğrusal Regresyon kullanılmıştır. Korelasyon katsayısı için değer aralığı; 0,000*-0.300 arası zayıf, 0,301-0,700 arası orta, 0,701-1,000 arası yüksek derecede ilişki olarak tanımlanmaktadır. Tüm çalışma kapsamında referans alınan güven aralığı %95, p değeri 0,05’tir. Araştırmanın bulgularına göre, Tanrı algısı ile ölüm kaygısı ölçeği değişkenleri arasında düşük düzey negatif korelasyon, olumsuz Tanrı algısı ile ölüm kaygısı ölçeği değişkenleri arasında düşük düzey pozitif korelasyon bulunmuştur. Kadınların erkeklere göre daha yüksek olumlu Tanrı algısına, erkeklerin ise kadınlara göre daha olumsuz Tanrı algısına sahip oldukları bulgulanmıştır. Tanrı algısı ve ölüm kaygısı arasındaki ilişki, eğitim durumuna göre anlamlı düzeyde farklılıklar göstermektedir. Elde edilen bulgular ilgili literatür çerçevesinde tartışılmıştır.Öğe Yetenek Yönetimi Ve Örgütsel Bağlılık İlişkisinde İşveren Markasının Aracı Rolünün İncelenmesine Yönelik Bir Araştırma(Beykent Üniversitesi, 2023) Erdem, Hüseyin Aykut; Bozkurt, SerdarSürdürülebilir rekabet avantajı kaynağı olan çalışanların elde tutulması için yetenek yönetimi uygulamaları ve işveren markası çalışmaları önem arz etmektedir. Bu faaliyetleri dikkate alan organizasyonların, çalışanlarının kurumlarına olan bağlılıklarının artacağı düşünülmektedir. Araştırma, farklı sektörlerde çalışanların yetenek yönetimi uygulamalarına yönelik algılamaları ile örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişkide, işveren markasının aracı rolünü incelenmesini amaçlamaktadır. Böylelikle, organizasyonlar açısından rekabet avantajı kaynağı olarak görülen çalışanların, organizasyona çekilmesi ve elde tutulması için olası unsurların neler olabileceği tespit edilebilecektir. Araştırmada, kavramlar arası ilişkiler sosyal değişim ve sosyal kimlik teorileri kapsamında incelenmiştir. Bu çerçevede, insan kaynakları uygulamalarından yetenek yönetimi faaliyetlerinin örgütsel bağlılık ile ilişkisi işveren markasının rolü bağlamında ele alınmıştır. Araştırma kapsamında, 375 çalışana yönelik bir anket çalışması düzenlenmiştir. Anket formu; yetenek yönetimi uygulamaları, işveren markası ve örgütsel bağlılık kavramlarını ölçecek ifadelerle birlikte, demografik nitelikleri belirleyen sorulardan oluşmaktadır. Araştırma sonucunda, çalışanların yetenek yönetimi uygulamalarına yönelik algılamaları ile örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişkide, işveren markasının kısmi aracılık rolünün olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca yetenek yönetimi uygulamalarının, örgütsel bağlılığa etkisi tespit edilirken aynı zamanda çalışanların işveren markasının algılamalarının örgütsel bağlığa etkisi de bulunmuştur.Öğe Effect of R&D on Product and Process Innovation in the Turkish Manufacturing Industry(Beykent Üniversitesi, 2023) Akıncı, Atakan; Vergil, HasanR&D activities are an indispensable driving force to increase the likelihood of occurrence of innovation and the growth rate of technology. Studies on the impact of R&D activities on sectors in Türkiye using micro data are still insufficient. To fill this gap, this study aims to analyze the effects of R&D on product and process innovation in the Turkish manufacturing industry by making sub-breakdowns of R&D variables. The research also presents policy recommendations to support R&D plans in Türkiye. To accomplish these objectives, panel data estimation methods are used. A panel data set was generated by merging four different microdata sets provided by TURKSTAT, which is classified by NACE Rev.2 and covers the years between 2009 and 2016. Probit model is used to estimate the effects of R&D expenditure, R&D intensity (as an indicator of R&D investment), R&D personnel ratio (as an indicator of know-how), and other determinants of innovation. Moreover, total R&D expenditure is separated into four breakdowns such as internal, external, external-domestic, and external-foreign. Key findings of the research show that the effects of R&D expenditure on product and process innovations vary by its sub-breakdowns. Total and internal R&D expenditure have a positive effect on both product and process innovations while external and external-domestic R&D expenditure have a positive effect only on product innovation, and external-foreign R&D expenditure only on process innovation. Only external, external-domestic, and external-foreign R&D intensity have a positive effect on both product and process innovation.Öğe Dış Politika Krizlerinde İstihbaratın Rolü: Sancak Krizi Örneği(Beykent Üniversitesi, 2023) Gezer, Bayali; Aksu, FuatDış politika krizleri ile kararlaştırma arasında doğrudan bir ilişki vardır. Kararlaştırma sürecinde bilgiye erişim kritik bir öneme sahiptir. Bilgi çeşitli yöntemlerle sağlanabiliyor olsa da istihbarat kaynaklarından elde edilmesi sıkça rastlanan bir durumdur. Bu açıdan krizin niteliğine bağlı olarak kriz yönetimiyle istihbarat arasında güçlü bir bağ vardır. Aslında istihbaratın tek fonksiyonu bilgi elde etmek ya da üretmek değildir. Bilgiyi hasmın erişiminden korumak (istihbarata karşı koyma), deforme-empoze etmek (propaganda), korku ile birlikte kullanarak hedef kitleyi ikna etmek (psikolojik harp) ve gizli bir elle çatışma/çekişme ortamını dost unsurların lehine şekillendirecek eylemler icra etmek (örtülü faaliyetler) istihbarat örgütleri marifetiyle yürütülen faaliyetlerdir. Bu açıdan istihbarat dış politika krizlerinde sanılandan daha etkin bir aktör olarak karşımıza çıkar. İstihbarat fonksiyonlarının örnek bir kriz üzerinden incelenmesi, kriz ve istihbarat arasındaki ilişkiyi somutlaştırmak açısından önemlidir. Bu makale, Türk Dış Politika Kriz Araştırmaları Grubu'nun dış politika krizlerine ilişkin verilerini kullanarak, Cumhuriyet dönemi boyunca Türkiye'nin doğrudan taraf olduğu dış politika krizlerinde istihbaratın karar almadaki rolünü ve etkisini araştıracaktır. Makalenin sınırlılığına ilişkin olarak Sancak (Hatay) Krizi'nde istihbarat fonksiyonlarının rolü ve istihbaratın kriz yönetimine katkısı ele alınacaktır.Öğe Çocuklarda Stres ile Okul Reddi Arasındaki İlişkide Bilişsel Duygu Düzenleme Stratejilerinin Aracı Rolü(Beykent Üniversitesi, 2023) Aslan, Fatih Mehmet; Yüksel, SerhatBu çalışmada, çocuklardaki stres ve okul reddi arasındaki ilişkilerin ve bu ilişkide bilişsel duygu düzenleme stratejilerinin aracı rolünün incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubu uygun örnekleme yöntemi ile yaşları 8-11 aralığında 216 erkek (%43,1) ve 285 kız (%56,9) olmak üzere 501 katılımcıdan oluşmaktadır. Araştırmada Pearson Korelasyon Analizi ve Regresyon ve Aracı Değişken Modeli kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak “Çocuklarda Algılanan Stres Ölçeği” , “Çocuklar İçin Bilişsel Duygu Düzenleme Stratejileri Ölçeği (BDDÖ)” ve “Okul Red Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda; algılanan stres, bilişsel duygu düzenleme stratejileri ve okul reddi değişkenlerinin birbirleri ile istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki içerisinde olduğu bulunmuştur. Algılanan stresin okul reddini ve BDD’yi ve BDD’nin de okul reddini anlamlı düzeyde yordadığı saptanmıştır. Algılanan stres ile okul reddi arasında bilişsel duygu düzenleme stratejilerinden; ruminasyon felaketleştirme kendini suçlama, kabul etme, başkalarını suçlama boyutlarının aracı rolü olduğu belirlenmiştir. Çocuklarda okul reddi, stres ve duygu düzenleme değişkenlerinin arasındaki ilişkilerin incelenmesi önerilir.Öğe Türkiye’de Eczacılık Fakültelerinde Yürütülen Kalite Yönetimi İle İlgili Derslerin İncelenmesi(Beykent Üniversitesi, 2023) Arslanoğlu, Ali; Arslan, ZehraBu araştırmanın amacı, Türkiye’de bulunan devlet ile vakıf üniversitelerinde eczacılık üzerine eğitim veren bölümlerin, lisans müfredatlarında bulunan kalite yönetimi ile ilgili derslerin özelliklerini incelemektir. Çalışmanın niteliği kesitsel ve tanımlayıcı olup Temmuz- Aralık 2022 tarihinde yürütülmüştür. Araştırmanın evreni, Türkiye’de bulunan devlet ve vakıf üniversiteleri kapsamında 47 eczacılık lisans programından oluşmaktadır. Veri toplama aracı, araştırmacıların oluşturduğu değerlendirme formudur. Üniversitelerin web sayfasından eczacılık lisans programlarına ait ders içeriklerinin taranması ile veriler toplanmıştır. Toplanan veriler, tanımlayıcı (sayı ve yüzde) istatistiklerin kullanılması ile analiz edilmiştir. Üniversitelerin eczacılık lisans programlarında, kalite yönetimi ve hasta güvenliğine ait derslerden en az bir tanesinin, %78,7’sinde bulunduğu saptanmıştır. Müfredat incelendiğinde ‘Laboratuvar Güvenliği’, ‘İlaç Güvenliği, İlaç Etkileşimleri ve Farmakovijilans’ ve ‘Akılcı İlaç Kullanımı’ derslerinin diğerlerine oranla daha çok işlendiği görülmüştür. Eczacılık lisans müfredatlarının çoğunda, kalite yönetimine ilişkin bir dersin bulunduğu; ancak var olan derslerin içeriğinin ilaç güvenliğinin sağlanabilmesi açısından yeterli olmadığı belirlenmiştir. Eczacılık lisans programı öğrencilerinin ders programlarında, hasta güvenliği ile kalite üzerinde yoğunlaşılıp daha sistematik bir işleyiş sağlanırsa ilaç yönetimi daha etkin, etkili ve verimli bir şekilde sağlanacaktır.Öğe 1975-1980 Yılları Arası Çalışan Kadınların Hak ve Mücadeleleri: Kadınların Sesi Dergisi Mülakatları(Beykent Üniversitesi, 2023) Altuntaş, Zeynep Berraİşçi hareketlerinde artışın başladığı 1970’li yıllar, ülkede aynı zamanda her ailenin geçim sıkıntısı ile savaştığı bir dönem olmuştur. Tek maaşın bir ev kirasını bile karşılamadığı yıllarda ev ekonomisine katkı için kadınlar da işçi, memur fark etmeksizin çalışmaya başlamışlardır. Bu noktada işverenlerin bir sömürü politikası gütmesi, erkek ve kadın işçiye aynı işi verdiği halde kadına daha düşük bir ücret ödenmesinin yanı sıra kadının "annelik" sorumluluklarını yerine getirmesinin önüne geçilmek istenmiştir. Türkiye Komünist Partisi (TKP) bünyesinde 3 Haziran 1975’te İstanbul’da İlerici Kadınlar Derneği (İKD)’nin kuruluş amacı da bu sömürüye karşı gelmek olmuştur. Dernek, kadın işçiye destek olmuş, kampanyalar, imza çalışmaları ve gazetelerle emekçi kadınların haklarını savunmuştur. Mülakat yoluyla şikâyet ve düşüncelerini dinlemiş ve mücadelelerinde onların yanında durmuştur. Çalışmanın amacı; Kadınların Sesi Dergisi mülakatlarını göz önünde bulundurarak 1970’lerin ikinci yarısında çalışan kadınların hangi zorluklarla mücadele ettiği ve artan işçi eylemlerinin yanı sıra sendikalaşmayla beraber haklarını nasıl savunduklarını yakından inceleyerek dönemin problemleri hakkında detaylı bilgi sahibi olmaktır. Araştırmanın temelinde Kadınların Sesi Dergisi mülakatları esas alınmış olup işçi kadınların beyanları vasıtasıyla dönemin şartları emekçi kadınların perspektifinden genel hatlarıyla incelenmiştir.Öğe Religiosity, Personal Values, and Social Capital in the Middle East and North African (MENA) Countries(Beykent Üniversitesi, 2022) Saleh, Deena; Vergil, HasanThe majority of studies on social capital, religion, and personal attitudes have been done on European countries. In the Middle East and North Africa (MENA) region, there is a lack of convincing empirical evidence on the impact of religion and personal attitudes on social capital. This study aims to analyze the relationship between characteristics related to religion, individual perspectives, and social capital in 9 MENA countries. Using individual-level data from Round 7 of the World Values Survey, we measure prosocial capital through civic norms and civic activism. Rather than following a single measure of religiosity, as is common in the literature, we consider other measures that encapsulate important notions of religiosity in MENA countries, such as self-defined religiosity and frequency of prayers. Linear regression model was used to determine the effect of religiosity and personal attitudes on civic norms and activism. According to the findings from the regression, social trust is negatively related to civic norms and positively associated with civic activism. While religiosity-related variables in terms of self-defined religiosity and frequency of prayers have a positive effect on civic norms, they have negative effects on civic activism. In addition, a negative relationship was found between accepting the authority of the state and civic activism and civic norm. These results show that individuals in MENA countries have low levels of civic activism but exhibit high levels of civic morals.Öğe Öğrencilerin Genel Sinizm Düzeylerinin Nomofobi Düzeylerine Etkisinde Yalnizliğin Moderatör Etkisi(Beykent Üniversitesi, 2022) Bıyıkbeyi, Tuba; Bayramli, ParvınAraştırmada, öğrencilerin sinizm düzeylerinin nomofobi düzeylerine etkisi ve yalnızlık düzeyinin bu etki üzerindeki moderatör rolünü tespit etmek amaçlanmıştır. Araştırmanın veri toplama aracı olarak anket yöntemi tercih edilmiştir. Anketler, tesadüfi örneklem yöntemi ile İstanbul Üniversitesinde farklı bölümlerde eğitim görmekte olan 241 öğrenci üzerinde uygulanmıştır. Anketlerden elde edilen verilerin analizi için SPSS 23.0 paket programından yararlanılmıştır. Analiz için gerekli olan verilerin yalnızca bir üniversite ile sınırlı kalması, bu araştırmanın kısıtını oluşturmaktadır. Araştırma bulgularına göre, sinizmin nomofobi üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olduğu tespit edilmiştir. Öğrencilerin sinizm düzeylerinin yüksek olmasının, onlarda cep telefonu yoksunluğu korkusunun artmasına neden olduğu görülmüştür. Ayrıca, sinizmin nomofobi üzerindeki etkisinde yalnızlığın kısmi bir moderatör etkisi tespit edilmiştir. Araştırma sonucuna göre, öğrencilerinin sinizim düzeyinin artması nomofobi düzeyinin artmasına etki etmektedir. Yalnızlık düzeyinin artmasının, bu etkiyi güçlendirdiği tespit edilmiştir. Dolayısı ile yalnızlık düzeyinin artması sinizm ve nomofobi ilişkisini kuvvetlendirmekte, yalnızlık düzeyinin azalması ise bu etkiyi zayıflatmaktadır.Öğe Gelişen Ekonomilerde Sosyal İnovasyon ve Milli Yenilik Sistemlerini İnceleyen Araştırmaların Betimsel İçerik Analizi(Beykent Üniversitesi, 2022) İmamoğlu, Salih Zeki; Erat, Serhat; Taşçı, VeciyeSosyal inovasyon ve Millî Yenilik Sistemleri (MYS), son yıllarda üzerinde önemle durulan konular haline gelmiştir. İnovasyon; akla gelebilecek her alanda ortaya konabilen, dolayısıyla birçok türü olan bir olgudur. Bu türlerden biri olan sosyal inovasyon; sosyal bir soruna getirilmiş önceki yöntemlerden daha etkili, verimli, sürdürülebilir, adil ve özgün bir çözüm olarak önem kazanmaktadır. MYS ise faaliyetleri ve etkileşimleri yeni teknolojileri başlatan, geliştiren ve yaygınlaştıran kamu ve özel sektörlerdeki kurum ve kuruluşların bir ağı olarak ayrı bir öneme sahiptir. Sosyal inovasyon ve MYS, gelişen ekonomilerin gelişmiş kategoriye sıçramaları için üzerinde önemle durmaları gereken hususları kapsamaktadır. Bu çalışmanın amacı, literatürde sosyal inovasyon ve MYS’nin gelişen ekonomiler bağlamında ele alındığı çalışmaların betimsel içerik analizinin yapılması ve bunların çeşitli kıstaslara göre eğilimlerinin ve hangi hususları kapsadığının belirlenmesidir. Bu maksatla Web of Science (WoS) veritabanından çeşitli kriterlere göre belirlenen SSCI endeksli 77 makale, betimsel içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Bulguların gösterdiği eğilimlerin değerlendirilmesine sonuç bölümünde yer verilmiştir. Sonuçlar; iş birliği, etkileşim, yenilikçi bir kültür ile dinamik ve etkin politikaların öneminin öne çıktığını göstermektedir. Bu çalışmanın, gelişen ülkeler bağlamında sosyal inovasyon ve MYS ile ilgili gelecekte yapılacak olan çalışmalara ve çeşitli alanlarda oluşturulacak politikaların şekillenmesine katkı sağlaması umulmaktadır.Öğe Covid-19 Salgın Döneminde Alınan Aile Danışmanlığı Hizmetlerinin Aile Hayatına Etkileri: Üsküdar Örneği(Beykent Üniversitesi, 2022) Karakaya, ŞeydaToplumun temel taşı olarak aile, tarihten bugüne kadar birçok sınavdan geçmiştir. Ailelere rehberlik yapacak bir kuruma daima ihtiyaç duyulmuştur. Aile danışmanlığı uygulamasının ilk örnekleri 20. yüzyılda görülmektedir. 2019 yılında Çin’de ortaya çıkan ve Covid-19 olarak bilinen salgınla birlikte; sağlık, eğitim ve ekonomi anlamında aileler de bu süreçten etkilenmiştir. Uzaktan eğitim süreci, ekonomik zorluklar, sosyal hayatın eve kayması, bireylerde kaygı oranının artması gibi süreç ve olgular aileleri bütünüyle etkilemiştir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, Covid-19 sürecinin ve bu süreçte aile danışmanlığı hizmetlerinin aile hayatı üzerindeki etkilerini tespit etmektir. Araştırma yöntemi olarak yarı yapılandırılmış mülakat ile nitel bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırma, nitel araştırma yöntemleri içerisinde olgubilim (fenomoloji) deseni zemininde çalışılmıştır. Toplanan veriler Maxqda programında analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, Covid-19 döneminde ailelerin birtakım olumsuzluklarla karşılaştıkları görülmüştür. Katılımcıların görüşleri doğrultusunda bu dönemde alınan aile danışmanlığı desteğinin olumlu sonuçlarının olduğu kanaatine varılmıştır. Aileler için önemli bir fonksiyonu olan ve ülkemizde sadece özel klinikler tarafından sunulan aile danışmanlığı desteğinin devlet kurumlarında ve daha yaygın bir şekilde sunulmasının aileyi koruyucu ve güçlendirici etkisi olacağı açıktır.Öğe Muhasebe Perspektifinden Kripto Para Birimleri(Beykent Üniversitesi, 2022) Kızıl, Cevdet; Batıbay Tünaydın, İrem; Keskin, EyüpMadeni paraya ilk olarak Anadolu medeniyetlerinde milattan önce 7. yüzyılda rastlanmıştır. Parayı ilk icat edenler ise Lidyalılardır. Kâğıt para ile ilk izlere ise milattan sonra (M.S.) 7. yy. ’da Çin’de rastlanmaktadır. Bu tarihten kripto para kavramının ortaya atıldığı 2008 yılına ve kripto paranın ilk kullanıldığı 2009 yılına kadar para, merkezî bir yapıda hüküm sürmüştür. İlk kripto para olan Bitcoin’in arkasında ise merkezî olmayan ve bağımsız bir finansal varlık fikri yatmaktadır. Dolayısıyla, Bitcoin ve altcoinlerle birlikte paranın tarihinde de bir dönüm noktası tecrübe edilmiştir. Kripto paraların popüleritesini artırmasıyla birlikte, muhasebe bilimi açısından doğru bir şekilde değerlendirilmeleri de şart olmuştur. Bu çalışmada; muhasebe, paranın tarihi, blok zinciri (blockchain) teknolojisi ve kripto paralara genel anlamda değinilip giriş yapıldıktan sonra detaylı bir literatür taraması gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın uygulama kısmında kripto paraların muhasebeleştirilmesine ilişkin yevmiye kayıtları öneri olarak sunulmuştur. Uygulama kısmını takiben, sonuç ve öneriler üzerinde durulmuştur. Araştırma, kripto paraların muhasebeleştirilmesi hususunda henüz standart ve evrensel bir yöntemin bulunmadığını göstermektedir. İlgili literatür kapsamında, kripto paralar tek düzen hesap planı ve vergi usul kanunu açısından Kasa, Diğer Stoklar, Diğer Mali Duran Varlıklar, Diğer Menkul Kıymetler, Diğer Maddi Olmayan Duran Varlıklar, Diğer Hazır Değerler ve Nazım Hesaplar altında muhasebeleştirilebilmektedir. Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları açısından ise kripto paralar TMS 38, TMS 2, TMS 21 ve TFRS 13 çerçevesinde muhasebeleştirilebilir.Öğe Çevik Pazarlama Yapısının İşletmelerde Uygulanmasına İlişkin Öneriler(Beykent Üniversitesi, 2022) Zengin, SevdaDeğişen teknoloji ve dijitalleşmenin hızlanması, salgın hastalıklar, ekonomide yaşanan dalgalanmalar ve tüm bunlardan dolayı müşterinin hızla değişen ihtiyaç ve beklentilerinden kaynaklı işletmelerin pazarlama ve gelir yönetimini dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ilerletebilmesi zorlaşmaktadır. İşletmelerin karşılaşmış olduğu değişimler doğrultusunda hızlı bir şekilde başarı elde edebilmesi için yeni yetenekleri kendi bünyelerine eklemeleri gerekmektedir. Özellikle bu değişimler arasında hızla ilerleyen dijitalleşmeye işletmenin uyum sağlamasında çeviklik kriterinin işletmeye adapte edilmesi önem arz etmektedir. İşletmede; ilk olarak seri üretim alanında başlamış olan çeviklik sonrasında tüm üretim alanlarında devam ederek zamanla insan kaynakları, tedarik zinciri, organizasyon gibi diğer alanlarda da kullanılmaya başlamıştır. Çeviklik ile işletmenin birçok alanında sağlanan hızlı uyumun pazarlama alanındaki ismi çevik pazarlamadır. Çevik pazarlama yapısı; Kanban, Scrum, Scrumban ve diğer çevik metodolojilerin uygulanması ile sürekli olarak yinelemeli bir yaklaşım türüdür. İşletmenin karşılaşmış olduğu dış ve iç kaynaklı sorunları çevik pazarlama yapısı ile yönetmek, karşılaşılmış olan sorunları fırsatlara çevirebilmek için işletmeye yeni yöntemler deneme imkânı sunacaktır. Bu nedenle, işletme içerisinde çevik pazarlama yapısının uygulanması ile işletmenin dış ve iç kaynaklı karşılaştığı tüm problemler karşısında pazarlama tarafında alınacak olan aksiyonlara hızlı bir biçimde uyum sağlanacaktır.Öğe Kazan Türkleri’nde Örgütçü Bir Aydın: Ayaz İshaki ve Tanğcılar(Beykent Üniversitesi, 2022) Kartal, AykutKazan Türkleri, Rus işgalinin öncesinden beri İdil-Ural Bölgesi’nde yaşamaktadırlar. İdil-Ural Bölgesi, Rusya’da bulunan altı cumhuriyetin yer aldığı bölgeyi belirtmek için kullanılır. Bu cumhuriyetler Çuvaşitan, Mari El, Mordovya, Tataristan, Udmurtya ve Başkurdistan’dır. Kazan şehri bugün Rusya’ya bağlı Tataristan Cumhuriyeti sınırlarında yer almaktadır. Kazan Hanlığı’nın Ruslar tarafından ele geçirilmesinin ardından Kazan Türkleri birçok zorluklarla karşılaşmışlardır. Kazan Türkleri, zamanla geri kaldıklarının farkına varılması sonucunda yaşam biçimlerini değiştirmek adına ayrışmalara gitmişlerdir. Bu ayrışma, ilk olarak eğitim alanında başlasa da ilerleyen zamanlarda kültürel ve politik bir forma bürünmüştür. Kazan Türkleri, Rusya’daki diğer Türkler ile temas kurarak Rusya Türkleri’nin (Müslümanların) sorunlarını tartışmak ve çözüm bulmak adına organizasyonlar düzenlemişlerdir. Çarlık Rusyası’nda, 1905 yılında meydana gelen devrim sayesinde oluşan nispi özgürlük ortamında birçok değişiklik ortaya çıkmıştır. Bu değişimler sonucunda hem Kazan Türkleri hem Rusya’daki diğer Türkler kendilerini var edebilmek adına faaliyetler yürütmüşlerdir. Bu çalışmada, Kazan Türkleri’nin Rusya’daki yaşantısından bahsedilmekle birlikte 1905 devriminin ardından faaliyet yürütmüş olan Tanğcılar’a ve hareketin önemli isimlerinden Ayaz İshaki’ye değinilmiştir. Çalışmada, literatür tarama yönteminden istifade olunmuştur. Amaç, Türk dünyasının çok önemli düşün ve aksiyon insanlarından biri olan Ayaz İshaki ve onun ilk dönem siyasi görüş ve faaliyetlerine ilişkin ayrıntılı bir metni, Çarlık Rusyası’nda dönemi hazırlayan art plan eşliğinde derleyip ilgililerin istifadesine topluca sunabilmektir.Öğe Ekonomik Geçiş Ülkelerinde ‘‘Modern Su’’dan ‘‘ Yozlaşmış Su’’ya Doğru: Bosna-Hersek Örneği(Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2022) Doğmuş, Özge CanHidroelektrik üretimi, ekonomik geçiş ülkelerinde önemli bir sürdürülebilir kalkınma stratejisi olarak pazarlanmaktadır. Bu da, bu ülkelerin bazılarında planlanan hidroelektrik santral sayılarında hızlı bir artışa sebep olmuştur. Ancak, veriler gösteriyor ki, planlanan projelerin birçoğu hayata geçirilmemiştir. Bunun sebepleri arasında hatalı planlama, yolsuzluk ve fon yetersizlikleri gelmektedir. Bosna-Hersek de bahsi geçen bu ülkelerden biridir ve Doğu Avrupa ülkeleri arasında en yüksek sayıda hidroelektrik santral projesinin planlandığı ülkeler arasında yer alır. Literatürde hidroelektrik projelerinin tamamlanması halinde ortaya çıkabilecek olası ekolojik, sosyal ve ekonomik neticeleri derinlemesine incelenmişken planlanan bu projelerin inşa edilmemesi halinde ne gibi sonuçları olacağı ya da neden inşa edilmediği hususunda yeterli kaynak bulunmamaktadır. Bu makalede, Bosna-Hersek örneğinden yola çıkarak bu tip kâğıt üzerinde kalan projelerin sonuçlarına ışık tutmak amaçlanmaktadır. Çalışma kapsamında Bosna-Hersek'te farklı şehirlerde yapılan ve toplam altı ay süren saha araştırması boyunca nitel ve nicel veriler toplanmıştır. Çalışmanın veri analizi yapıldıktan sonra hidrososyal döngü kavramsallaştırması ışığında, kâğıt üzerinde kalan bu projelerin, suyun bir yolsuzluk aracına nasıl dönüştürüldüğü gösterilmiştir. Hidrososyal döngü, hidrolojik döngüden farklı olarak sadece teknik bir analiz değil, sosyal ve politik hususları da içerdiğinden metodolojik arka plana katkı sunmuştur. Bu çalışmada iddia edilen, ekonomik geçiş ülkelerinde, suyun manasının teknolojik ilerleme aracından bir yolsuzluk aracına, bir diğer ifadeyle, “modern su”dan “yozlaşmış su”ya dönüştüğüdür.Öğe B.C. Han. (2019), Eros’un Istırabı. (Ş. Öztürk Çev.) Metis Yayınları(Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2022) Aykut, Gözde[Abstract Not Available]Öğe Türkiye Kitle Fonlaması Platformlarının Analizi(Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2022) ZHOLDYULY, AssylbekGirişimci olmak isteyen bir insanın aklına belirli bir fikir ya da proje gelebilir. İlk önce fikrini veya projesini gerçekleştirmek için, onun önüne finansal kaynağı nereden ve nasıl bulacağına ilişkin sorunlar çıkacağı bellidir. Bu sorunları çözme yolunda yeni finansman yöntemi olarak kitle fonlaması ortaya çıkmıştır. Teknolojinin gelişimi ile birlikte, kitle fonlaması dünyaya tanınmaya başlamıştır. İşleyişi internet platformları üzerinden yürütülmekte olan kitle fonlamasına, bugünlerde pek çok ülke ilgi duymaktadır. Girişimcilere dünyanın dört köşesinden finansal kaynak bulma fırsatını sunan kitle fonlamasını desteklemek sayesinde birçok sorunlar çözülebilir. Bundan dolayı gelişmiş ülkeler bu yeni bir modele kapsamlı bir şekilde destek vermeyi uygun bulmaktadır. Kitle fonlaması yönteminin güvenilirliğini, ilgili mevzuat düzenlemelerini, bu yöntem sayesinde başarılı olarak gerçekleşen projelerin devlet ve topluma yararlı olup olmadığını incelemekte fayda vardır. Bugüne kadar kitle fonlaması ile ilgili çalışmalar genellikle teorik çalışma olarak yayınlanmıştır. Bu çalışmada, Türkiye’nin ödül ve hisse bazlı kitle fonlaması platformları mukayese edilerek içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Türkiye’de bulunan ödül, bağış ve hisse bazlı kitle fonlaması modellerini kullanan platformlara ait veriler verilmiştir. Kitle fonlaması Türkiye’de yeni bir yöntemdir. Bu yöntemle ilgili bilgiler insanlar arasında henüz yaygınlaşmamıştır. Gelişmiş ülkelerde hızlı bir şekilde büyümekte olan fonlama yönteminin Türkiye’de de gelişmesini sağlamak gerekmektedir.