Yazar "Makal, Oguz" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bertolt Brecht ve Epik Kuram, Sinemada Etkileri Üzerine(Beykent Üniversitesi, 2008) Makal, OguzBertolt Brecht’in pratikte geliştirdiği tiyatrodan yola çıkarak öne koyduğu estetikkuram, bu kuramdan yararlanan yönetmenlerle (Joseph Losey, Jean-Luc Godard, Theo Angelopoulos) günümüzde sinemada da anılmaktadır. Bertolt Brecht’in sanat üzerine düşünceleri, "çağdaş dünyada tiyatro, film yapım geleneğinin kendisini yenileyebileceği yolları “ bulunmasına sınırlı da olsa yardımcı olmuştur. Ancak, bu yeni sanat dalının (yedinci sanat) yığınlar üstündeki etkisini kavrayan ve etkinliğinin önemli bir bölümünü sinematografik yaratmaya ayıran Bertolt Brecht’in kendinin - aralıklarla, kopuşlarla- çok az örneğini verebildiği gibi, yine az sayıda sinemacı Brecht estetiğini içselleştiren örnekler sunabilmiştir. Bu yazıda Bertolt Brecht'in sanatı, estetik-kuramı ve etkileri konu edinilmiştir.Öğe Sinemada Shakespeare'in Tarihsel Kahramanları(Beykent Üniversitesi, 2007) Makal, OguzBu yazı tiyatronun en ünlü ve önemli yazarı Shakespeare'in tarihsel oyunları ve kahramanlarının sinemaya uyarlanışıyla ilgilidir. Başlangıçtan günümüze oyunları bazen olduğu gibi bazen değiştirilerek sinemaya uyarlanan yazarın Henry V, Julius Caesar, Kral Lear, Macbeth ya da Othello gibi tarihsel oyunlarındaki bu kahramanların incelendiğinde, aslında görülenin ne kral, ne prens, ne "biiyiik bir insan" olduğu, sadece biitiin zamanlara taşınan kusurlarıyla va tutkularıyla ve yoldan çıkmış bir dünyada yaşayan insan olduğu gerçeği ortaya konmaya çalışılmaktadır.Öğe Sinemada Tarihin Etki Alanı(Beykent Üniversitesi, 2009) Makal, OguzBu yazı aynı zamanda, tarihle ilgilenenin çıktığı araştırma yolculuğunu, insanın ve toplumsallığının varoluşu konusunda “sanat kavramlarıyla” sorulara yanıt arayanların yolculuğu ile bir nedenle kesişme olanağı bulan -tarihsel oyun, tarihsel roman dışında- “tarihsel film” gibi bir alana giriş yazısıdır. (*) Kısaca, politika ile ideolojilerin hikayesi olarak okunabilecek sinema tarihi içinde filmlerin, gerçeğin görüntüsü olsun ya da olmasın, belge ya da kurmaca, gerçek ya da tümden düşsel entrika, “tarih kadar tarih” olup olamayacağı sorularını da getirmektedir. En önemlisi, karşısında geçmişten büyülenmenin dışında artık büyü üretemeyen bir sinemaya karşı, Hollywood mitlerini etkisizleştirmenin sineması olan “üçüncü sinema”, epik-diyalektik sinema, “tarih bilinci”ni zorunlu tutan, politik, estetik serüven ve felsefi araştırma sinemasının varlığını hatırlatmaktadır.