Yazar "Asilturk, Cengiz" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Düşünce, İnsan Dili ve Sanat Dili(Beykent Üniversitesi, 2007) Asilturk, CengizSanatların, biçimsel düzlemde ortak paydası olan kurgu, sinema dilinin yaratıcı ögelerinden biridir. Bir filmin en küçük parçası olan çekimler, dogal dilin sözdizimine benzer biçimde dizilenir. Bu açıdan kurgunun sanat türlerindeki yeri ve sinemanın sanat olmasındaki rolü önemlidir.Öğe Film Yönetmek(Beykent Üniversitesi, 2007) Asilturk, CengizHer sanatın kendine özgü kuralları ve en önemlisi de bir dili vardır. Bu da "film dilinin görüntü dizimi" (film dilinin grameri) olarak tanımlanabilir. Film yönetmeye soyunan insanın, her şeyden önce film dilini biliyor olması beklenir. Zira sahneyi çekimlere bölerken (dekupaj yaparken) gözetmesi gereken tek şey, bu çekimlerin birbirlerini bir görüntü dizimi içinde nasıl bütünleyeceğini hesap lam asıdır. Buna, film dilinin matematiği denilebilir. Görüntü diziminin belli bir aşamaya kadar öğren i lebi li yor olması; elinde yeterli bir senaryo olan herkesin, teknik ve oyuncu ekibi bir araya getirildiğinde başarılı film çekeceği anlamına gelmez. Bu makalede yaratıcı bir yönetmende bulunması gereken nitelikler ortaya konulmaya çalışılmıştır.Öğe Sinemada Kadrajın Evreni ve Çekim(Beykent Üniversitesi, 2009) Asilturk, CengizBu makalede, makalenin ilerleyen bölümlerinde göreceğimiz gibi, sinemanın keşfinden sonra üzerinde ciddi tartışmalar yapılan kadraj (çerçeve) ve çekim konuları ele alındı. Zira çerçeve ve çekim konuları sinema dilinin temel dinamikleridir. Gelişmeler izlendiğinde; insan dili gibi değişen, gelişen ve evrilen bir yapı arz eden sinema dilini; Rus yönetmen Sergei Mihailoviç Eisenstein’dan sinema yazarı Christien Metz’e ve Fransız sinema kuramcısı Andre Bazin’den çağdaş sinema yazarı Pascal Bonitzer’e kadar birçok sinemacının tartışma konusu yaptığı gözlenebilmektedir. Kamera kayda girdikten sonra, kapatılıncaya kadar elde edilen her bir görüntüye çekim denir. Belli bir görüntü düzenlenirken kadrajın varlığı göz önüne alınır; zira onun dört bir yanındaki çizgiler görüntüyü sınırlar. Konuya bu açıdan bakıldığında kadraj bir gereklilik gibi görünebilir, ama kamera penceresinin doğası gereği o, gereklilik olmaktan önce zorunluluktur. Bu nedenle, gerçek uzamın belli bir kısmını film adına sınırlayan kadrajın dışı da filmin görüntü evrenine dahildir. Bu sınırlama bilinçli yapılabileceği gibi, teknik zorunluluktan da kaynaklanır. ?zleyici kadraj dışından gelecek sesleri duyar; o an görmediği kadraj dışını, gördüğü kadraj içinin bir uzantısı olarak zihninde tamamlar.