ETKİNLİĞİ GİDEREK ARTAN YENİ BİR KAVRAM OLARAK İNSANİ DİPLOMASİ VE BU ALANDA ÖRNEK TEŞKİL EDEN TÜRKİYE’NİN İNSANİ DİPLOMASİ ANLAYIŞI

Küçük Resim Yok

Tarih

2017

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Politik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından oluşturulan Birleşmiş Milletler sistemi çerçevesindeki yeni dünya düzeninde özellikle Soğuk Savaş döneminin sona ermesinden sonra uluslararası toplumun karşı karşıya kaldığı sıcak çatışmalar ve bilhassa boyut değiştirmek suretiyle ortaya çıkan iç çatışmalar, “insani diplomasi” denilen yeni bir kavramın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Asli süje olarak kabul ettiğimiz devletlerin başat aktörler olduğu uluslararası alanda, ağırlıklı olarak kendi çıkarlarını ve vatandaşlarının haklarını koruma ekseninde özetlenebilen geleneksel diplomasiye karşılık olarak insani diplomasi, çok daha sınırlı bir amaca hizmet etmektedir. Devletlerden bağımsız olduğu kabul edilen insani diplomasinin kendisine özgü çok farklı karakteristik özellikleri bulunmaktadır. En başta vurgulanması gereken husus, insani değerler ile temel insan hak ve özgürlükleri çerçevesinde insanoğlunun çıkarlarını ön planda tutarak hareket etme özelliğine sahip olmasıdır. İnsanlığın yaşadığı doğal felaketler ve silahlı çatışmaların doğurduğu yıkıcı sonuçlar, insani diplomasinin ortaya çıkmasına ve gelişmesine katkıda bulunmuştur. Ana hedefi yalnızca insani amaçla çatışma, kriz ve/veya afet bölgelerindeki ihtiyaç sahiplerine ulaşma, onların tüm gereksinimlerini karşılama ve acılarını bir nebze olsun azaltmaya yönelik faaliyetler olan insani yardım kuruluşlarının zikredilen söz konusu uygulamaları, insani diplomasi olarak nitelendirilmektedir. İşte bu çalışmada, yeni bir kavram olarak kabul gören insani diplomasinin içeriği, kapsamı ve tanım sorunu incelenmektedir. Daha sonra uygulama alanına göre insani diplomasi faaliyetlerinin özellikleri, aktörleri ve insani diplomasi uygulayıcıları, geleneksel diplomasi kavramına paralel olarak irdelenmektedir. Bu çerçevede sahip oldukları benzerlikler ve temel farklar da her iki kavramın daha iyi anlaşılması amacıyla ön plana çıkarılmıştır. Nihayet son bölümde ise yakın zamanda uyguladığı yeni dış politika vizyonu ile bu alanda giderek bir marka haline gelen ve sahip olduğu yumuşak güç ile varlığını uluslararası alanda daha da hissettiren Türkiye’nin sahip olduğu insani diplomasi anlayışından bahsedilmektedir.
In the new world order under the United Nations system which is created after the Second World War, especially after the post-cold war era, international community was confronted with armed conflicts and new emerging type of conflicts which is called internal conflicts and these caused the incidence of a new notion which is called “humanitarian diplomacy”. In comparison with the conventional diplomacy which can be summarized as, the states’ as the main actors of international sphere, protection of mainly their own and their citizens’ interests, humanitarian diplomacy serves to a limited purpose. The humanitarian diplomacy, which is considered to be independent from the states, has many distinctive characteristic features. Primarily, it has the characteristic to prioritize humanitarian values and human beings’ interests in the context of main human rights and freedoms and it acts in accordance with this. Natural disasters and the devastating consequences of the armed conflicts revealed and promoted the development of the humanitarian diplomacy. Accessing to the vulnerable people in the conflict zones with humanitarian aims, meeting all of their needs and reliefing their pains are the main aims of these humanitarian aid organisations and all of these aforementioned activities are accepted as humanitarian diplomacy implementations. In this article, as a new notion, the issues of the content, scope and definition of the humanitarian diplomacy is examined. After this, according to its application area, the characteristics of humanitarian diplomacy activities, the actors and practitioners are evaluated parallelly to the concept of the conventional diplomacy. Within this scope, the two notions’ similarities and differences are indicated in order to be understood better. Finally, in the last section, Turkey’s cognizance of the humanitarian diplomacy as a new brand in this notion with its current foreign affairs vision and a country that is become influential in the international sphere by the virtue of its soft power, is mentioned.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

İnsani Diplomasi, İnsani Yardım, Türkiye, Dış Politika, Diplomasi, Humanitarian Diplomacy, Humanitarian Aid, Turkey, Foreign Policy, Diplomacy

Kaynak

Uluslararası Politik Araştırmalar Dergisi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

3

Sayı

2

Künye