Ercakica, Mustafa2018-11-282018-11-282016Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 2/4 (2016), 111-1212149-5068Kadın sünneti olarak ifade edilen uygulama bazı toplumlarda çok uzun süredir bulunmakta ve bu geleneğin bulunmadığı ülkelere göçle birlikte yayılmaktadır. Kadın sünnetinin, sıklıkla klitoridektomiyi (klitorisin tamamen alınmasını) de içeren, tüm şekilleri sağlıkla ilgili sorunları gündeme getiren, önemli fiziksel ve/veya psikolojik hasarlara yol açan, hamilelik bakımını ve jinekolojik bakımı tehlikeye düşüren farklı derecelerde uygulandığı görülmektedir. Ebeveynlerin genellikle kızları için bu uygulamayı iyi niyetli amaçlarla istemelerine rağmen, uygulamanın temelinde dinsel gerekliliklere riayet yatmamaktadır. Kadın cinselliği üzerinde sosyal kontrol oluşturmaya yönelik bu uygulama, bakireliği ve aile şerefini korumakla ilişkili görülmektedir. Kadın sünnetinin hukuk tarafından yasaklanması, hem uygulamanın geleneksel olduğu ülkelerde hem de göçün etkisiyle uygulamaya rastlanan ülkelerde gittikçe yaygınlaşmaktadır. Tıbbi uygulama da kadın sünnetini yasaklamaktadır. Kadın sağlığı ve onların cinselliği üzerinde olumsuz etkisi bulunduğu konusunda hemfikir olunan ve bir insan hakkı ihlali olarak görülen kadın sünnetinin, uygulamadan etkilenenlerin ve toplumların eğitilmesiyle ortadan kaldırılmasında hekimlerin rolü bulunmaktadır.trKadın SünnetiKadının Genital SakatlanmasıKadının Genital KesimiSünnetCinsellikKlitoris Dudaklarının Birbirine DikilmesiÇocuk İstismarıÜreme Sağlığında Etik ve Hukuki SorunlarKadın Sünneti (Sakatlama/Sünnet): Etik ve Hukuki BoyutlarArticle